1. Haberler
  2. Gündem Haberleri
  3. Toryum: Türkiye’nin Enerji Geleceği ve Stratejisi

Toryum: Türkiye’nin Enerji Geleceği ve Stratejisi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Toryum, geleceğin nükleer enerjisi olarak tanımlanmaktadır ve doğada uranyuma kıyasla çok daha fazla bulunma özelliğine sahiptir. Radyoaktif bir aktinit elementi olan toryum, yüksek enerji potansiyeli sayesinde nükleer enerji üretiminde yeni nesil yakıt olarak öne çıkmaktadır. Güvenli, çevre dostu ve düşük atık üreten yapısıyla toryum, uzun süredir bekleyen bir enerji devrimi olarak değerlendirilmektedir. Özellikle Çin’in İç Moğolistan bölgesindeki Bayan Obo maden kompleksinde bulunmuş olan, ülkenin 60 bin yıl boyunca enerji ihtiyacını karşılayabilecek büyüklükte toryum rezervleri, dünya genelinde büyük bir etki yaratmıştır. Bugün birçok ülke, toryum tabanlı nükleer enerji teknolojilerine yönelmiş durumdadır. Peki, bu küresel yarışta Türkiye nerede yer alıyor? Toryum potansiyeli açısından zengin olduğu bilinen Türkiye, bu stratejik kaynağı nasıl değerlendirebilir?

‘ULUSLARARASI ALANDA DAHA GÜVENLİ BİR ALTERNATİF’

Giresun Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Nükleer Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Kara, toryumun enerji bağımsızlığı açısından stratejik bir hazin olduğunu belirterek toryumun pek çok avantajını kısa bir değerlendirme ile ortaya koymuştur. Prof. Dr. Kara, “Ekonomik olarak düşük maliyetli, çevre dostu ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı sunarken, dışa bağımlılığı azaltarak enerji maliyetlerini kontrol altında tutma fırsatı verir. Stratejik açıdan ise fosil yakıtlar ve uranyuma olan bağımlılığı azaltır, enerji arz güvenliğini artırır. Ayrıca nükleer silah üretiminde kullanımı zor olduğundan uluslararası alanda daha güvenli bir enerji alternatifi olarak öne çıkmaktadır” ifadelerinde bulundu.

Türkiye gibi büyük toryum rezervlerine sahip ülkeler için bu durumun yalnızca enerji güvenliği ve ekonomik büyüme açısından değil, aynı zamanda küresel piyasalarda işlenmiş toryum tedarikçisi olarak kazançlı bir konum elde etme fırsatı sunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kara, “Bu, ülkemizi enerji teknolojilerinde lider ülkelerden biri haline getirebilir” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin nükleer enerji konusundaki durumunun kritik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kara, “Ülkemiz enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 72’sini ithal ediyor. Nükleer enerji, enerji arz güvenliğini artırarak dışa bağımlılığı azaltabilir ve enerji ithalatına harcanan döviz miktarını düşürebilir. Nükleer enerji ayrıca, karbon emisyonlarını sıfıra yakın seviyelere indirerek Türkiye’nin çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına katkı sağlar” dedi.

‘VAZGEÇİLMEZ SEÇENEK OLARAK ÖNE ÇIKIYOR’

Prof. Dr. Kara açıklamalarında, Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) örneğini de kullandı. “Akkuyu NGS tam kapasite ile devreye girdiğinde, 4 bin 800 MW kurulu gücüyle Türkiye’nin yıllık enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılayabilecek kapasitede olacak. Bu, enerji arzını çeşitlendirmek ve bağımsızlığını artırmak için önemli bir adım” diyen Prof. Dr. Kara, Türkiye’nin Sinop ve Trakya gibi bölgelerde yeni nükleer santral projeleri planlayarak bu alandaki kapasitesini artırmayı hedeflediğini belirtti. Sonuç olarak, nükleer enerji, enerji yoğunluğu, çevre dostu yapısı ve kesintisiz üretim kapasitesi ile Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlamada ve sürdürülebilir enerji politikasını desteklemede vazgeçilmez bir seçenek olarak öne çıktığını ifade etti.

Dünyadaki toryum dağılımına dikkat çeken Prof. Dr. Kara, Türkiye, Hindistan, Avustralya, Brezilya, ABD ve Güney Afrika gibi ülkelerde yoğun şekilde bulunduğunu belirtti

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Toryum: Türkiye’nin Enerji Geleceği ve Stratejisi
Giriş Yap

İa Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
Reklam Engelleyicisi Tespit Edildi

Sitemize katkıda bulunmak için lütfen reklam engelleyicinizi devredışı bırakın.