İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik süregelen operasyon süreci, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bir dizi soruşturmanın ardından yeni bir aşamaya girdi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu‘nun danışmanı Murat Ongun, cezaevindeyken gönderdiği bir mesajında, operasyonun doğasına dikkat çekerek, “Kutsallara, ailelere dahi saldırdıkları bu operasyonu haftasonu yaptılar. Demek ki bu zalimlerin tek korkusu ‘Ekonomi ve Para Piyasaları’, tek korktukları para” şeklinde ifadeler kullandı. Bu durum, İBB’ye yönelik yapılan operasyonun sadece hukuki değil, ayrıca siyasi bir yüzü olduğuna dair endişeleri gündeme getiriyor.
Operasyon, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve kurulan örgüte üye olma’, ‘ihaleye fesat karıştırma’, ‘rüşvet’, ‘nitelikli dolandırıcılık’ gibi ciddi suçlamalarla başlatılmıştır. Soruşturma kapsamında, İstanbul’un yönetiminde etkili olan isimlerin de bulunduğu 53 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştır. Bu isimler arasında İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay, İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen, İBB İmar Müdürü Ramazan Gülten, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun özel kalemi Kadriye Kasapoğlu, eski CHP Milletvekili Turan Aydoğan, Medya A.Ş. Genel Müdürü Murat Ongun‘un eşi Gözdem Ongun ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu‘nun ağabeyi Cevat Kaya da bulunmaktadır. Bu durum, operasyonun ne denli kapsamlı olduğunu gözler önüne seriyor.
Murat Ongun’un cezaevinden yaptığı açıklamada, sadece ekonomik kaygılara dikkat çekmekle kalmayıp, aynı zamanda toplumun değerlerine olan güveni de vurgulayarak, “Bu millet size benzemez. Değerlerini, örfünü, ananesini, kazanımlarını bilir” diyerek, yapılanlara karşı bir direniş çağrısında bulunmuştur. Ongunun bu söylemleri, İBB yönetiminde yaşananlarla ilgili derin bir toplumsal kaygının varlığını ortaya koyuyor.
Operasyonun zamanlaması ise, üzerinde durulması gereken bir başka unsur. CHP yetkilileri, İBB’ye karşı gerçekleştirilen operasyona tepki göstererek, asıl sebeplerin politik olduğunu iddia ediyorlar. Özellikle, Kanal İstanbul projesine karşı çıkan duruşları ve İSKİ tarafından inşaata verilen yıkım kararından sonra gelen gözaltıların tesadüf olmadığını belirtiyorlar. Bu tür iddialar, Türkiye’deki siyasi iklimin ne denli tartışmalı olduğunu ortaya koymakta ve muhalefetin, iktidara karşı nasıl bir savunma pozisyonunda olduğunu gözler önüne sermektedir.
Bu arada CHP’li Başarır, “İBB’ye yapılan operasyonun belgesi” diyerek bir paylaşımda bulundu. Bu paylaşımda, İSKİ‘nin TOKİ‘ye gönderdiği yıkım tebligatı yer almakta. Bu tür belgeler, siyasi operasyonlar karşısında muhalefetin elinde bulunan delillerden biri olarak dikkat çekiyor. Belirli bir kesimin, bu belgeleri sahiplenmesi, toplumsal bir akıl yürütmeyi sağlamakta ve kamuoyu karşısında açıklıkları artırmaktadır.
Sonuç olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen bu operasyon, sadece ekonomik ve hukuki açıdan değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi