Sudan’da yaşanan kriz giderek büyümekte ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde ele alınmaktadır. BM Siyasi ve Barış İnşası İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo, Sudan’da sivillerin korunmadığını ve 14 binden fazla kişinin öldüğünü belirtmiştir. DiCarlo, 25 milyon insanın insani yardıma muhtaç olduğu ve 8,6 milyon kişinin yerinden edildiği bilgisini paylaşmıştır. Ayrıca cinsel şiddetin savaş silahı olarak kullanıldığı, çocukların silah altına alındığı ve işkenceye başvurulduğu raporları bulunduğunu ifade etmiştir. DiCarlo, tarafların çatışmaya son verme çağrılarını göz ardı ettiğini ve bu durumun krizi daha da derinleştirdiğini belirtmiştir.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Operasyonlar ve Savunma Birimi Direktörü Edem Wosornu da El Fasher’de çatışmanın 800 bin sivili tehlikeye attığına dikkat çekmiştir. Wosornu, kıtlık riskinin arttığını ve tarafların insani yardımları kolaylaştırma konusunda acil adım atması gerektiğini vurgulamıştır. Aynı zamanda uluslararası toplumdan sivillerin korunması ve silahların susması için daha fazla angajman göstermesi çağrısında bulunmuştur.
Sudan’daki savaş, Ömer el Beşir iktidarının devrilmesi sonrasında ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki güç mücadelesiyle başlamıştır. Suudi Arabistan ve ABD arabuluculuğundaki Cidde görüşmeleri ve Mısır’ın öncülük ettiği Sudan’a komşu ülkeler barış girişimi gibi çeşitli çabalar sonuçsuz kalmıştır. BM’nin verilerine göre, Sudan’daki çatışmalar sonucu 15 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, 8,5 milyon kişi yerinden edilmiş ve 25 milyonun üzerinde insan insani yardıma muhtaç hale gelmiştir.
Bu durum karşısında uluslararası toplumdan harekete geçmesi ve Sudan’daki krize müdahale etmesi istenmektedir. Gelişmeler yakından takip edilmekte ve çeşitli çabalara rağmen çatışmaların sona erdirilememesi büyük endişe yaratmaktadır. Sudan’daki krizin derinleşmesi ve insani durumun kötüye gitmesi, uluslararası toplumun daha fazla angajman gösterme zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Umulmaktadır ki, taraflar bir an önce çatışmalara son verir ve insani yardımların kolaylaştırılmasına olanak tanır.
