Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Çin’in Şangay kentinde Tongji Üniversitesi öğrencileriyle bir araya geldi. Scholz, konuşmasında Alman otomobil şirketlerinin Çin’deki yatırımlarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Rekabetin adil olması gerektiğini vurgulayan Scholz, adil rekabetin aşırı üretimi ve telif haklarının zarar görmesini önleyeceğini belirtti. Çin’den taleplerin devam ettiğini dile getiren Scholz, Alman şirketlerin pazara tam erişim, lisanslar ve fikri mülkiyet konularında beklentilerini sürdürdüğünü ifade etti.
Scholz, Çin’den gelen rekabet konusunda endişe duyulmaması gerektiğini vurgulayarak Japon ve Kore otomobillerinin Alman pazarına girişi konusuna da değindi. Almanya’da Japon arabalarının, Japonya’da da Alman arabalarının bulunduğunu hatırlatan Scholz, Çin ve Almanya arasında da benzer bir durumun söz konusu olabileceğini belirtti. Ayrıca Scholz, iş dünyası heyetiyle gerçekleştirdiği ziyarette uluslararası kurumların güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Çin ziyaretinin ilk gününde Alman otomobil tedarikçisi Bosch’un Chongqing’deki hidrojen yakıt hücresi tesisini de ziyaret eden Scholz, üç günlük ziyaretinin ikinci durağı olan Şangay’a geçti. Ziyaretin son gününde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya gelecek olan Scholz, 2021 sonlarında göreve başlamasından bu yana Çin’e ikinci ziyaretini gerçekleştirmiş oldu.
Almanya, Çin’in ekonomik ve sistemik bir rakip olarak görüyor. Almanya’nın Çin’e bağımlılığı, özellikle dış ticaret, tedarik zincirleri ve büyük pazar konularında dikkat çekiyor. Alman otomobil üreticilerinin Çin’den elde ettikleri gelirlerin yüzde 30’unun üzerinde olduğunu belirten Scholz, Çin ile olan ticari ilişkilerin öneminin farkındalığını dile getirdi.
Son olarak, Çin’in devlet sübvansiyonları ve ticari uygulamalarıyla ilgili artan anlaşmazlıkların, Almanya ile Çin arasındaki ticaret ilişkilerine zarar verebileceği konusunda uyarılarda bulundu. Alman kamuoyu, özellikle enerji krizi sonrasında Rusya’ya olan bağımlılığın ardından Çin’e olan ekonomik bağımlılığı sorgulamaya başladı. Bu durum, Almanya’nın Çin ile olan ilişkilerinin geleceği konusunda endişelere neden olmaktadır.
