ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), en son yayımladığı raporda bu yıl petrol fiyatı tahminlerini revize etti. EIA’nın “Temmuz 2024 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu”na göre, küresel petrol stoklarındaki azalma sebebiyle petrol fiyatlarının yılın ikinci yarısında yükseleceği öngörülüyor. Yılın ilk yarısında küresel petrol stoklarının günlük 500 bin varil azaldığı belirtilirken, ikinci yarısında bu rakamın günlük 700 bin varile ulaşması bekleniyor. Bu düşüşün bir kısmı, OPEC ve OPEC dışı üretici ülkelerin üretim kesintilerinden kaynaklanıyor.
Rapora göre, Brent petrolün ortalama varil fiyatının bu yıl 86,37 dolar olması bekleniyor. Bu rakam, geçmiş raporlarda tahmin edilen 84,15 dolarlık fiyatın üzerinde bir revizyon anlamına geliyor. Ayrıca, Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün ortalama varil fiyatının da 82,03 dolar olacağı tahmin ediliyor. Gelecek yıllar için ise EIA, Brent petrolü için 88,38 dolar, WTI ham petrolü için 83,88 dolar gibi fiyat tahminlerini revize etti.
ABD’nin ham petrol üretimine ilişkin rapora göre, bu yıl günlük ortalama ham petrol üretiminin 13 milyon 250 bin varil olması bekleniyor. Gelecek yıl ise bu rakamın 13 milyon 770 bin varile çıkması öngörülüyor. Geçmiş raporlarda bu rakamların biraz daha düşük olduğu görülürken, bu revizyonlar petrol piyasasındaki güncel gelişmelerin etkilerini yansıtıyor.
Küresel petrol arzının bu yıl günlük 102 milyon 430 bin varil, gelecek yıl ise 104 milyon 600 bin varil olacağı tahmin ediliyor. Küresel petrol tüketiminin ise bu yıl günlük 102 milyon 910 bin varil, gelecek yıl ise 104 milyon 680 bin varil olması bekleniyor. Bu veriler, küresel petrol piyasasındaki dengenin gelecek yıllarda nasıl şekillenebileceği konusunda önemli ipuçları sunuyor.
Sonuç olarak, EIA’nın en son raporu petrol fiyatlarına ilişkin iyimser bir tablo çiziyor. Küresel petrol stoklarında yaşanan düşüş ve üretim kısıntıları, fiyatların yükseleceği yönünde bir işaret olarak değerlendiriliyor. Gelecek dönemde petrol piyasasının nasıl evrileceği ise, hem üretici ülkelerin politikaları hem de küresel talep ve arz dengeleri açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
