Türk Tabipleri Birliği Kanunu’ndaki 39. Maddenin İptali Hakkında Yüksek Mahkeme Kararı
2025 yılına ait Resmi Gazete’de yayımlanan Yüksek Mahkeme kararı, Ankara 20. İdare Mahkemesi tarafından yapılan başvuruyla ilgili önemli bir gelişmeyi gündeme getirmiştir. Mahkeme, Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 39. maddesinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2., 38. ve 135. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptalini talep etmiştir. Bu durum, Türkiye’deki sağlık hizmetleri ve tabiplerin meslekî denetimi açısından oldukça kayda değer bir tartışma ortamı yaratmıştır.
İlgili Kanun’un 39. maddesi, Haysiyet Divanı’na bağlı olan azalara uygulanacak cezaların düzenlenmesini kapsamaktadır. Maddede, Haysiyet Divanı’nın, kendisine tevdi edilen evraklar doğrultusunda, azaların fiil ve hareketlerinin mahiyetine göre ceza verme yetkisi olduğu belirtilmiştir. Bu cezalar arasında yazılı ihtar, belli bir miktarda para cezası, geçici sanat icrasından men cezası ve bir mıntıkada üç defa disiplin cezası almış olanların o mıntıkada çalışmaktan men edilmesi gibi yaptırımlar yer almaktadır. Özetlemek gerekirse, Haysiyet Divanı, bu cezaları verirken geniş bir takdir hakkına sahiptir ve uygulamalarda sıraya göre bir ayrım gözetmemektedir.
KARAR OY BİRLİĞİYLE ALINDI
Yüksek Mahkeme’nin değerlendirmesi sonucunda, Anayasa Mahkemesi, ilgili maddede Haysiyet Divanına tanınan yetkinin, somut olayın özelliklerine, eylemin ağırlığına ve oluşan zararın büyüklüğüne göre kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun bir şekilde kullanılmadığına hükmetmiştir. Mahkeme, ayrıca işlenen disiplinsizlik eylemi ile verilen disiplin cezası arasında adil bir dengenin gözetilmesini sağlayacak gerekli mekanizmaların kurulmamış olduğunu, bu durumun keyfi yorum ve uygulamalara karşı hukuki güvencenin sağlanmadığını açıklamıştır.
Bu bağlamda, Yüksek Mahkeme, ilgili maddenin Anayasa’nın 2. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline gerektiğine karar vermiştir. Kararın gerekçesi, disiplin cezalarının belirlenmesinde adaletin sağlanması adına uygulanabilir mekanizmaların eksikliği üzerinedir. Yüksek Mahkeme, bu durumun yalnızca hukukun üstünlüğünü zedelemekle kalmayıp, aynı zamanda sağlık mesleğinin etik değerlerini de olumsuz yönde etkileyeceğini belirtmiştir.
Kararın hüküm kısmında, Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun 39. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal hükmünün Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren dokuz ay sonra yürürlüğe gireceğine dair bir karar verilmiştir. Bu karar, 11 Şubat 2025 tarihinde oybirliğiyle alınmıştır.
Bu gelişme, kamuoyunda sağlık alanı ve meslekî denetim ile ilgili önemli bir tartışma başlatmıştır. Sağlık profesyonelleri açısından disiplin cezası uygulamalarının adil, şeffaf ve hukukun sağladığı güvenceler çerçevesinde yürütülmesi gerekliliği vurgulanmıştır. Özellikle Haysiyet Divanı’nın kararlarının keyfi olmaktan uzak, hukuk temellere dayalı bir sisteme oturtulması gerektiği konusunda görüş birliği sağlanmıştır.
Bir çok Tabipler Birliği üyesi, kararın yerinde olduğunu, sağlık mesleğinin prestiji ve haysiyetinin, adil bir denetim ve cezalandırma mekanizmasına bağlı