Türkiye, doğal afetler açısından oldukça riskli bir coğrafyada yer almaktadır. Özellikle depremler, ülkenin birçok bölgesinde sıkça yaşanan ve büyük can kaybına, maddi zararlara yol açan bir felakettir. Her ne kadar Türkiye’nin tamamı deprem riski taşısa da, bazı iller bu riski diğerlerinden daha az taşımaktadır. Son yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda, Türkiye’de deprem riski en düşük olan iller belirlenmiştir. Bu iller, aynı zamanda Türkiye’nin çeşitli coğrafi özellikleri ve yer altı yapıları göz önünde bulundurularak seçilmiştir.
Türkiye’de deprem riski en düşük olan iller arasında başı çekenlerden biri **Edirne**’dir. Edirne, Marmara Bölgesi’nin Trakya kısmında yer almakta olup, yer altı yapısının uygunluğu nedeniyle depremler açısından düşük risk taşımaktadır. Şehir, ayrıca yüzeysel yer şekilleri ve toprak yapısı açısından da depreme dayanıklıdır. Bu durum, Edirne’nin hem yerleşim alanları hem de tarım arazileri açısından avantajlı bir konumda olmasına katkı sağlamaktadır. Kent, tarihsel anlamda da önemli bir yerleşim yeri olduğundan, bu özellikleri ile göçmenlerin ilgisini çekmektedir.
Bir diğer düşük riskli şehir ise **Tekirdağ**’dır. Tekirdağ, zengin tarım arazilerine ve deniz kenarında yer alan konumuyla dikkat çekmektedir. Aynı zamanda, sanayi potansiyeliyle de öne çıkan bu şehir, hiç değilse sarsıntı açısından nispeten güvenli bir ortam sunmaktadır. Tekirdağ’ın yer altı yapısı ve jeolojik özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, deprem riski oldukça düşüktür. Özellikle, şehrin kıyı kesimlerinde deprem etkileri en aza indirilmiştir.
**Kırklareli** de deprem riski düşük şehirler arasındadır. Kırklareli’nin büyük bir bölümünü kaplayan geniş tarım arazileri, yer altı yapısının da sağlıklı olduğu bir bölge olduğunu gösterir. Ayrıca, kırsal kesimleri ile birlikte, insanların doğal afetlere karşı daha az risk taşıdığı bir yaşama alanına sahip olması, Kırklareli’ni cazip kılmaktadır. Buradaki iklim koşulları ve tarımsal faaliyetler de deprem riski açısından olumlu etkiler sunmaktadır.
Diğer bir deprem riski düşük şehir ise **Çanakkale**’dir. Çanakkale, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile tanınan bir şehir olmasının yanı sıra, aynı zamanda yer altı yapısının uygunluğu sayesinde güvenli bir yaşam alanı sunmaktadır. Çanakkale Boğazı’nın çevresi, sürekli olarak milli ve yerel tarımların yapılmasına olanak tanıdığı için, bu şehir de deprem riski açısından avantajlı bir konumdadır. Bilhassa, yerel halkın kültürel değerlerini koruyarak yaşadığı bu bölge, doğal afetlerin etkilerini en aza indirgeyecek önlemlerle pekiştirilmiştir.
**Bolu** da düşük deprem riski bulunan bir diğer il olarak öne çıkmaktadır. Bolu’nun tarihi ve doğal güzellikleri, tabiat varlıkları ve gölleri ile ünlüdür. Bu şehir, aynı zamanda Anadolu’nun kuzeyinde yer alan bir coğrafyada bulunması sebebiyle hafif sarsıntılarla karşı karşıya kalma olasılığı düşmektedir. Bolu’nun doğal yapısı, yapıların güvenilir olmasına olanak tanıdığından, hem yerli hem de yabancı turistler için çekim merkezi olmaktadır.
**Sakarya** ve **Düzce** illeri de Türkiye’de deprem riski en az olan yerler arasında sayılmaktadır. Ancak bu şehirlerin, deprem pahasına gelişen sanayi bölgeleri ve mevcut yaşam koşulları göz önünde bulundurularak daha dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle Düzce, geçmişte yaşanan büyük depremlerle tanınmış olsa da, yapılan yapı denetimleri ve ar-ge çalışmaları bu durumu aşmakta etkili olmuştur.
Deprem konusundaki en önemli hususlardan biri, risklerin azaltılması ve ilgili önlemlerin alınmasıdır. Bu bağlamda, düşük riskli şehirler sadece yaşamak için tercih edilecek yerler değil, aynı zamanda geleceğe dönük planların yapıldığı