TÜRKİYE’ DE İŞLER İYİ GİDİYOR DEMEK MÜMKÜN MÜ?
Ülkenin son aylarda belirsizlik ve bir acaba sarmalına girdiğini söylemek mümkün.
Sapla saman birbirine karışmış durumda.
Siyasi yada bireysel menfaatlarin ülke ve millet menfaatlerinin önüne geçtiği bir süreç gözlemliyoruz.
Böyle bir ortamda ekonomik ve siyasi herhangi bir olumlu gelişme beklemek hayalcilikten öteye geçemez.
Daha da düşündürücü olanı ise ne ülke refahında ne de demokratik haklarda olumlu gelişmelerin olma ihtimalinin azalmasıdır.
Bu net bir gerçek olarak karşımızda.
Hangi yanlışı öncelesek acaba :
Anayasanın tartışılamaz maddesi olan 34.maddedeki “önceden izin almadan ama şiddete başvurmaksızın yapılması mümkün olan toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkından mı
Yoksa 13. Maddede belirtilen bu özgürlüğün engellenmesi ve yasaklılığının sürekli olamayacağı hükmünden mi ,
Ya da hukukun temel ilkesi olan “tutuksuz yargılama esastır, tutuklama istisnai haldir” tespitine rağmen ısrarla bu maddenin ıskalanmasından mı ?
Peki ,Hukuk otoritelerinin, Hukuk Fakültelerinin ve Baroların konuya sessiz kalması ?
En üst makam olan Anayasa Mahkemesinin aksi kararına rağmen nasıl olur da bir milletvekili ve bazı sivil toplumcular hala tutuklu kalabilir ?
Sonuçta bugünkü görüntü ve tablo ile Avrupa Birliğine girişin hayalden öteye geçemeyeceğini nasıl hala göremez yada görmemeyi tercih eder, Ankara ?
Hele ülkenin acil ihtiyacı olan yabancı sermaye ve yabancı yatırımlarına yönelik umutların hızla tükendiği nasıl görülemez ?
Ya ekonomide ısrarla çalan alarm zilleri ?
Ekonomiyi iyi yönetiyoruz diyerek tüm yükü dargelirlinin, yoksulun omuzuna yüklemeyi başarı diye anlatanlara ne demeli ?
Bir yönetim nasıl olur da tüm ekonomik darboğazlarda tek çare olarak iğneden ipliğe herşeye zamdan başka çözüm ve çare bulamaz ?
Üstelik onca yıllık iktidarları süresince , defalarca ve ısrarla aynı hataya farklı sonuç bekleyerek !
Bir de siyasi bir avantaj uğruna elli kusur milyar dolar rezervin sadece doları baskılama amaçlı satılması mantıkla bilimle kesinlikle izah edilemeyecek bir durum değil midir ?
Sonuç olarak mevcut veriler şunu net söylüyor :
Enflasyonda düşüş yakın gelecek için mümkün görünmüyor.
Ayrıca enflasyondaki olası düşüşler fiyatlara yansımadığı sürece zaten tüketici bunu hissetmez.
Öte yandan enflasyon sıfıra düşse bile zaten uçuk düzeye çıkmış fiyatlar sadece yerinde sayar ama düşmez.
Fiyatların reelde düşmesi için “eksi enflasyon” yani enflasonun sıfırın altına inmesi gerekir.
Bir de hemen hemen tüm ürünlerdeki maliyetlerde döviz girdisinin yüksek oluşunu dikkate alırsak bu döviz değerleriyle maliyet düşürmek imkansıza yakın olacaktır.
Maliyetler düşmeyeceği için fiyatların da düşmesi mümkün olamayacaktır.
Bu kapsamda 1 doları 1.65 türk lirasına eşit değerde iken devralıp bugün 38 liraya gelmesini film izler gibi izleyenlerin büyük sorumluluğu olmalıdır, doğal sonuç olarak.
Özetle mevcut durumda bu zihniyet ve bakış açısı devam ettiği sürece ekonomide bir düzelme beklenemez.
Umalım yakın gelecekte bugünü arar durumda olmayalım.
Böyle bir olasılık ne yazık ki söz konusudur.
Bizden uyarı yaparak tarihe not düşmek !