“`html
Türkiye’de uygulanan sıkı para politikaları doğrultusunda, ekonomiyi yönetme görevini üstlenen otoriteler, enflasyonu kontrol altına almak amacıyla yeni stratejiler geliştirmeye devam ediyor. Ancak, ekonomistlerin çoğu, enflasyon oranlarında kayda değer bir düşüş sağlamanın yanısıra akaryakıt fiyatları ve emtia piyasalarındaki dalgalanmalardan da destek alınması gerektiğini ifade ediyorlar. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, 2025 yılı içinde emtia fiyatlarında büyük bir artış öngörmediklerini belirtti. Ancak bu süreçte yapılan ekonomik planlamaları olumsuz etkileyebilecek bir açıklama geldi: ABD Başkanı Donald Trump’tan.
Trump, Oval Ofis’te başkanlık kararnamelerini imzaladıktan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayarak, faiz oranları hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Video konferans aracılığıyla katıldığı Dünya Ekonomik Forumu (WEF) 55. Yıllık Toplantıları’nda, faiz oranlarının düşürülmesi gerektiğine dair görüşlerini paylaştı ve ne kadar bir faiz indirimi beklediği sorusunu yanıtladı.
ABD Başkanı Donald Trump, “Faizlerin çok daha aşağıya inmesini görmek isterim.” şeklinde bir açıklama yaparak, “Petrol fiyatları düştüğünde, bu durum Amerikalılar ve esasen dünya için her şeyi daha ucuz hale getirecek. Dolayısıyla petrol fiyatlarının düşmesi benim için önemli.” ifadelerini kullandı. Enerji fiyatlarının düşmesinin enflasyonu önemli ölçüde azaltacağına dikkat çeken Trump, bu durumun faiz oranlarını otomatik olarak düşüreceğini belirtti.
Trump’a, “Fed’in sizi dinlemesini bekliyor musunuz?” sorusu yöneltildiğinde, “Evet.” yanıtını vererek ABD Merkez Bankası’nın Başkanı Jerome Powell ile “doğru zamanda” bir araya geleceğini bildirdi. Trump, daha fazla faiz indirimine ihtiyaç duyulmasında Fed’in kendisini neden dinlemesi gerektiği konusundaki görüşlerini aktarırken, “Çünkü faiz oranlarını onlardan çok daha iyi bilmekteyim ve bu kararı almakta birinci derecede sorumlu olan kişiden kesinlikle daha iyi bildiğimi düşünüyorum.” dedi.
Trump’ın bu açıklamaları, piyasalarda önemli etkiler yarattı. Trump’ın ekonomi yönetimine müdahale şeklinde algılanan ifadelerinin ardından ons altın fiyatlarında hızlı bir yükseliş gözlemlendi. Altının uluslararası piyasalarda 2778 dolara ulaşarak tarihi seviyeleri test etmesi, ekonomik piyasalarda belirsizlik yarattı. Bu durum, Fed’in ekonomik verileri göz önünde bulundurmaksızın gerçekleştirebileceği muhtemel faiz indirimlerinin altın fiyatlarını yeni rekor seviyelere taşıyabileceğine dair uyarıları da beraberinde getirdi.
Türkiye’de enflasyonun artış hızı altın fiyatlarının yükselişi ile birleşince önemli riskler doğurabiliyor. Altın karşısında Türk lirasının ve benzeri birçok para biriminin değer kaybetmesi, yurt içindeki yatırımcıların tercihlerinde de değişimler meydana getirebilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ekonomik verilere göre, yatırımcıların standart TL mevduat payı son yılların en yüksek seviyelerine ulaşmakta. Ancak, altın fiyatlarının beklenenden fazla değer kazanması durumunda, milyonlarca bireysel ve kurumsal yatırımcı, ‘güvenli liman’ olarak görülen altına yönelme eğilimi gösterebilir.
Sonuç olarak, Türkiye’de uygulanan sıkı para politikalarının yanı sıra, küresel gelişmeler ve özellikle ABD’deki ekonomik söylemler, piyasalarda büyük dalgalanmalara yol açmakta. Ekonomistlerin dikkate alması gereken ana faktörlerden biri de akaryakıt ve emtia fiyatlarının seyrettiği yön olacaktır. Piyasalardaki bu etkileşimlerin uzun vadeli enflasyon tahminlerini ciddi şekilde etkiley