Borsa İstanbul’da (BIST) yer alan bir doğal gaz firmasına dair yaşanan spekülatif olaylar, 27 Temmuz-5 Kasım 2021 tarihleri arasında oldukça dikkat çekici bir hal aldı. Bu süreçte, organize suç örgütü lideri Hasan Meşe ve örgüt üyeleri, firmanın değerinde olağanüstü hareketlilik sağladılar ve toplamda 26 milyon 331 bin 631 lira kar elde ettiler. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Rahim Burak Demir tarafından hazırlanan iddianame, bu suçlamaların detaylarını gözler önüne seriyor. Özellikle, Hasan Meşe’nin borsa spekülatörlüğü geçmişi ve bu suç süreçlerinin nasıl işlediği önem arz ediyor. İddianamede, 12-13 yıl kadar önce kalorifer peteklerinin toptan satışını yaptığı belirtilen Meşe’nin, borsa alanında oldukça tartışmalı eylemlere soyunduğuna dikkat çekiliyor.
İddianamede yer alan Whatsapp yazışmaları, Hasan Meşe ve Alaaddin Sevinç arasında 26 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşen bir diyalogu içeriyor. Sevinç, Sermaye Piyasaları Kurulu’ndan aldığı cezanın ekran görüntüsünü Meşe’ye gönderiyor ve “Hayırlı geceler reisim, bana da ceza geldi, emrin nedir?” şeklinde bir mesaj atıyor. Cevabında Meşe, “Yarın soracağız” yanıtını veriyor. Bu yazışmalar, şüpheliler arasındaki hiyerarşiyi net bir şekilde ortaya koyuyor.
İddianamede, Hasan Meşe’ye ‘Reis’ olarak hitap eden şüphelilerin varlığı, aralarındaki ast-üst ilişkisini doğruluyor. Bu durum, şüphelilerin Meşe’ye mutlak bir itaati olduğunun göstergesi olarak değerlendiriliyor. Meşe’nin liderliğindeki bu organize yapının, kendi içlerinde bir hiyerarşi ve disiplin barındırdığı vurgulanıyor. Şüphelilerin aralarındaki HTS kayıtları ve banka hesap hareketleri de, bu yapıdaki örgütlülüğü ortaya koyan kanıtlardan biri olarak sunuluyor.
Meşe’nin sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı paylaşımlar, mağdurları yönlendiren yanıltıcı beyanlarla doluydu. “Hayalleri olan uyumaz” adlı bir Telegram kanalı aracılığıyla yatırımcılara tavsiyelerde bulunduğu tespit edilen Meşe’nin, birçok sosyal medya paylaşımı “çay günü” veya “çay toplantıları” başlıkları altında yapıldı. Bu paylaşım yorumlarından bazı şüphelilerin de bu toplantılara katıldığı dikkat çekiyor. Bu durum, şüphelilerin nasıl organize bir şekilde çalıştıklarını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Şüpheliler arasındaki HTS ve banka hesap hareketleri, bu kişilerin organize bir yapı kurduğunu gösteren somut delil niteliğini taşıyor. Hasan Meşe’nin, Sermaye Piyasası Kurulu’ndan aldığı yasak da, liderliğindeki örgütün eylemlerinin süreklilik gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu noktada, Meşe’nin fiilleri, diğer üyelerin eylemleriyle sıkı bir bağlılık içerisinde ilerliyor.
İddianamede, şüphelilerin bir hisse senedine yatırım yapan kişileri benzer yöntemlerle mağdur ederek suç işlediklerine dair deliller mevcut. Suçun kasıtlı bir şekilde işlendiği ve şüphelilerin, Meşe’nin emirlerine itaat ederek bu çerçevede hareket ettikleri ifade ediliyor. Suçun işlenmesi için yeterli araç ve gereçlere sahip olduğu belirtilen şüphelilerin eylemleri, Meşe’nin emir ve talimatları doğrultusunda ilerliyor. Bu durum, yapılan pay hareketleri sonucunda maddi menfaatin temin edildiğini ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, bu dava, borsa spekülasyonu ve organize suçların ne kadar iç içe geçtiğini gösteriyor. Hasan Meşe liderliğindeki bu grup, yalnızca yasal çerçevede değil, aynı zamanda etik sınırları da aşarak büyük bir mali kazanım elde etme peşindeydi. Borsa İstanbul’daki bu tür davranışlar, piyasa dinamiklerini tehlikeye atarken, yatırımcıların güvenini de ciddi anlamda zedeleyebilecek nitelikte. Bu çerçevede, idd