Sakarya’da Cinsel İstismar Davası: AKP Milletvekili’nin Kardeşi Hakkında Hapis Cezası
AK Parti Sakarya Milletvekili Ali İnci’nin kardeşi Yusuf İnci, Sakarya’da yaşanan bir cinsel istismar vakasında, 14 yaşındaki bir kız çocuğuna yönelik cinsel istismarda bulunmak suçundan mahkum edilerek 26 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Bu dava, geniş bir kamuoyu dikkatini çekerken, cinayet ve istismar suçlarının cezasız kalmaması gerektiğine dair önemli tartışmaları da beraberinde getirdi.
Yusuf İnci’nin ceza almasının ardından, mahkeme dosyası Yargıtay 14. Ceza Dairesi’ne ulaşmış ve burada yapılan incelemeler sonucunda, cezada bir indirim yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak bu indirim talebinin hata içerdiği ifade edilerek, 2021 yılında ceza 26 yıl 6 ay 22 gün şeklinde düzeltilmiş ve karar onanmıştır. Bu süreçte Yusuf İnci tutuklanmıştır.
Yargıtay Başsavcılığı’nın Karar Düzeltme Talebi
Yusuf İnci, ceza kararının ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na dört kez ‘karar düzeltme’ talebinde bulunmuş ve bu taleplerin ilki, ikincisi ve üçüncüsü reddedilmiştir. Ancak dördüncü başvurusu, başsavcılık tarafından kabul edilmiştir. Yargıtay, bu başvuru ile birlikte 14 yaşındaki kız çocuğu için “rızası var” ifadesini kullanarak, çocuğun cinsel istismarıyla ilgili çarpıcı bir değerlendirmeye yol açmıştır. Bu durum, kamuoyunda büyük bir tartışma ve infial yaratmıştır.
Halihazırda, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da konuyla ilgili ilişkisi, Ekşi Sözlük gibi sosyal medya platformlarında gündeme gelmiştir. AK Parti’li İnci, kardeşi Yusuf İnci hakkında kararın beklenmesi esnasında, Yılmaz Tunç’u ziyaret etmiştir. Bu ziyaretin gerekçesi ise, kente yapılacak yatırımlar olarak gösterilmiştir.
Alican Uludağ’ın Yorumları
Gazeteci Alican Uludağ, AK Parti Sakarya Milletvekili Ali İnci’nin Adalet Bakanı ile gerçekleştirdiği ziyaretin ardından bir değerlendirmede bulunmuştur. Uludağ, Başsavcılığın talebinin Yargıtay’da beklerken, Ali İnci’nin Bakan Tunç ile görüştüğünü dile getirerek, bu durumun oldukça üzücü ve kafa karıştırıcı olduğunu belirtmiştir. “Gerekçesi kente yapılacak yatırımlar. Adalet Bakanı, kente cezaevi veya adliye binası dışında ne tür bir yatırım yapar, o da meçhul” şeklindeki ifadeleriyle, bu tür görüşmelerin amacının oldukça sorgulanabilir olduğunu ifade etmiştir.
Genel olarak, bu dava sadece cinsel istismar suçlarıyla ilgili bir mahkeme süreci olarak değil, aynı zamanda Adalet Bakanlığı ve siyasi otoritelerin cinsellik, rıza ve ceza meselelerindeki tutumlarına dair önemli bir tartışma ortamı yaratmıştır. 14 yaşındaki bir çocuğun cinsel istismarına dair bu tür bir ifadenin kurumsal bir bileşen tarafından kabul edilmesi, toplumda ciddi bir tedirginlik ve rahatsızlık oluşturmuştur. Bu durum, ceza yargı sisteminin cinsel suçlar karşısındaki duruşunun gözden geçirilmesi gerekliliği üzerindeki tartışmaları yeniden alevlendirmiştir.
Cinsel istismar suçlarının ağır sonuçları ve buna karşı verilen te
