İstanbul Teknik Üniversitesi’nin değerli öğretim üyelerinden biri olan Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya platformlarında dolaşan ve kendi adıyla ilişkilendirilerek, depremlerin HAARP teknolojisi aracılığıyla üretildiğine dair asılsız iddialara sert bir yanıt verdi. Görür, bu tür komplo teorilerinin tamamen bilimsellikten uzak olduğunu ve yaygınlaşan yalan haberlerle mücadele etmek için hukuki yollara başvurmayı planladığını açıkladı.
Prof. Dr. Görür, resmi sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı açıklamada, “Arkadaşlar, benim adımı kullanarak güya depremin HAARP teknolojisi ile İstanbul’da üretileceği bir linkte dolaştırılmaktaymış. O terbiyesizin izini bulup yasal yolla cezalandırılmasını sağlayacağım. Bu tür asılsız iddialara itibar etmeyiniz” şeklinde ifadeler kullandı. Bu tür eylemlerin toplumda yanlış bilgi yayılmasına neden olduğunu ve deprem konusunda halkın bilimsel farkındalığını köreltme riski taşıdığını belirtti.
DEPREMLER 13 MİLYON Yıldır VAR
Proje Prof. Dr. Naci Görür, daha önceki açıklamalarında da HAARP teknolojisiyle deprem üretildiği yönündeki iddiaları reddederek, depremlerin dünyanın iç yapısından kaynaklanan doğal bir olgu olduğunu vurgulamıştı. 2023 yılı içerisinde yaptığı bir konuşmada ise “Depremler 13 milyon senedir devam ediyor ve daha milyonlarca yıl sürecek. Depremin HAARP gemisiyle, Amerika’nın gemisi ve uçağıyla ne ilgisi var? İlgisi yok” diyerek bu tür spekülasyonları kesin bir dille yalanladı. Görür, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini ve asılsız komplo teorileri yerine depreme dayanıklı şehirler inşa etmeye odaklanması gerektiğini vurguladı.
HAARP NEDİR?
HAARP, yani Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı; ABD’nin Alaska eyaletinde iyonosferin özelliklerini incelemek üzere kurulmuş bir bilimsel projedir. 1993 yılında faaliyete geçen bu proje, özellikle komplo teorisyenleri tarafından yapay depremler, iklim kontrolü ve zihin kontrolü gibi çeşitli iddialarla sıkça gündeme getirilmektedir. Ancak bilim insanları, HAARP’ın bu tür etkiler yaratma kapasitesine sahip olmadığını defalarca belirtmişlerdir. Söz konusu iddialar, tamamen bilimsel temelden yoksundur.
Özellikle Stanford Üniversitesi’nden Prof. Umran İnan, HAARP’ın yaydığı enerjinin bir şimşek çakmasından bile çok düşük seviyelerde olduğunu ve bu durumun depremler gibi büyük ölçekli doğa olaylarını tetiklemesinin imkansız olduğunu ifade etmiştir. Aynı şekilde Alaska Fairbanks Üniversitesi’nden HAARP programı yöneticisi Jessica Matthews da projenin doğal afetleri yaratma veya büyütme kapasitesi bulunmadığını açıkça belirtmiştir.
Prof. Dr. Naci Görür’ün açıklamaları, Türkiye’nin depremle ilgili bilimsel çerçeve içinde düşünmesi gerektiği konusunda önemli bir çağrı niteliğindedir. Kamuoyunun bu tür yanlış bilgilendirmelere karşı daha dikkatli olması, bilimsel gerçeklere dayanarak hareket etmesi gerektiğini vurgulamakta. Görür, ayrıca Türkiye’nin doğal afetlere karşı hazırlık yaparken, bilgi kirliliğine maruz kalmaması gerektiğinin altını çizmektedir.
Sonuç olarak, sosyal medya alanında yayılan asılsız bilgiler ve komplo teorileri, halkın doğru bilgilere ulaşmasını engellemekte ve toplumda endişe yaratmaktadır. Bu tür iddialar, özellikle doğal felakete karşı hazırlık sürecinde önemli bir problem teşkil etmektedir. Dolayısıyla, bilimin yol göstericiliğinde hareket etmek ve gerçekleri halka aktarmak, deprem gibi hayatı tehdit eden olaylarla başa çıkabilmenin