MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis’te yaptığı açıklamalar sonrası gündeme gelen İmralı süreciyle ilgili bazı yeni iddialar ortaya atıldı. İmralı Heyeti’nin gerçekleştirdiği ziyaretin ardından, PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’a, ‘kendini feshet’ çağrısında bulunması, ‘umut hakkı’ kavramının yeniden tartışılmasına yol açtı. Eğer ‘umut hakkı’ düzenlemesi hayata geçirilirse, Abdullah Öcalan’ın 26 yıldır tutuklu bulunduğu İmralı Adası’ndaki durumu ve geleceği de önemli bir tartışma konusu olacak.
KONFOR DA İSTİYOR
Yapılan iddialara göre, 76 yaşındaki Öcalan’ın ‘güvenlik koşulları’ ve ‘bazı hassasiyetler’ yüzünden İmralı’dan ayrılmak istemediği belirtiliyor. Öcalan’ın ‘umut hakkını’ kazandıktan sonra adaya inşa edilmesi planlanan 3+1 bir evde yaşamayı arzuladığı, ayrıca evde internet gibi iletişim araçlarının yanı sıra kendisine özel bir çalışma odası ve kütüphane talebinde bulunduğu da ifade ediliyor. Bu talebin hükümet tarafından desteklenmesi durumunda, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Ceza İşleri Genel Müdürlüğü aracılığıyla İmralı’da söz konusu konut yapımı için bir fizibilite çalışması yapılacağı öne sürüldü.
HALKIN ÖNCELİĞİ BAŞKA
Abdullah Öcalan’a yönelik olarak İmralı’da bir müstakil konut projesinin hayata geçirilmesi düşüncesinin Güneydoğu bölgesindeki yansıması çok daha farklı. Güneydoğu’da yaşayan vatandaşlar, Öcalan’ın eve çıkmasını değil, “Terörsüz Türkiye” sloganıyla başlayan sürecin tamamlanmasını talep ediyor. Terörün en ağır bedelini ödeyen bölge halkı, sürecin 2013’te olduğu gibi yarıda kalacağı endişesini taşıyor. Bu bağlamda, bölgede yaşayan insanların beklentilerinin daha çok kalıcı bir barış ortamının sağlanması yönünde olduğu görülüyor.
Ümit Özdağ Silivri’den açıklamıştı: ‘Adada rahatça ziyaretçilerini ağırlayabilecek’
Abdullah Öcalan için İmralı’da bir ev yapılacağına dair iddialar, ilk olarak Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Silivri Cezaevi’nden yaptığı açıklamalarla gündeme geldi. Özdağ, bu süreçle birlikte İmralı’nın artık bir cezaevi değil, Öcalan’ın ‘evi’ haline geleceğini ifade etti. Özdağ, “Ada, Öcalan’ın hapishanesi olmaktan çıkacak, isteyenler adaya gidip kendisini ziyaret edebilecek.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Bahçeli’nin konut şeklindeki cezaevi!
Bu noktada Bahçeli’nin ‘ev şeklindeki cezaevi’ kavramı, tarihsel bir örnekle ilginç bir şekilde ilişkilendiriliyor. Güney Afrika’da siyahların lideri Nelson Mandela’nın 27 yıl süresince hapis yattığı Robben Adası, bu bağlamda önemli bir referans noktası olarak ortaya çıkıyor. Mandela, 1982 yılında Robben Adası’ndan Cape Town’daki Pollsmoor Cezaevi’ne nakledildi ve burada yaklaşık 8 yıl kaldı. Pollsmoor Cezaevi’nde diğer mahkumlarla birlikte eğitim faaliyetleri düzenleyerek liderlik rolünü sürdürdü ve bu süreçte bahçecilikle uğraşarak sosyal ilişkilerini güçlendirmeye çalıştı.
Öcalan’a yönelik potansiyel bir ev inşası ve İmralı sürecine dair bu tartışmalar, toplum içinde farklı algılara ve tepkilere yol açabilirken, bölge halkının taleplerinin dikkate alınıp alınmayacağı belirsizliğini korumaktadır. Türkiye’nin güneydoğusundaki şehirlerde terör olaylarının izlerinin henüz silinmediğini ve halkın bu konuda hassas davrandığını belirtmek önemlidir.
