Marmara Denizi, müsilaj sorunu ile uzun bir süre gündemde kalmaya devam ediyor. Özellikle 26 Nisan 2025 tarihi itibarıyla, Müsilaj Bilim Kurulu üyesi olan Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın yaptığı açıklamaya göre, müsilaj yeniden yüzeye çıkmaya başlamıştır. Eğitimli bir akademisyen olarak bu sorun hakkında sosyal medya üzerinden paylaşımda bulunarak dikkat çekti.
BURSA (İGFA) – Marmara Denizi’nde müsilajın yeniden görünmeye başladığı tarih olan 26 Nisan, deniz ekosistemi için alarm zillerinin çaldığı bir dönemi temsil ediyor. Prof. Dr. Mustafa Sarı, özellikle bu durumun, deniz yüzeyi su sıcaklığının 14°C’yi geçtiği dönemlerde daha fazla yayılacağını belirtiyor. Güney Marmara kıyılarında müsilajın yoğunlaşacağına ve bu durumun uzun süre gündemde kalacağına dikkat çekiyor. Bu da, bölgedeki deniz ekosisteminin sağlığını tehdit eden önemli bir durum olarak öne çıkıyor.
Prof. Dr. Sarı, müsilajla başa çıkmada uygulanabilecek çözüm yolları hakkında görüşlerini dile getirerek, kirliliği azaltmanın ve arıtılmamış atık suların denize ulaşmasını engellemenin hayati önem taşıdığını ifade etti. “İş birliğiyle kirliliği azaltmalı, ardından 1 litre bile arıtılmamış atık suyun Marmara’ya ulaşmasını engellemeliyiz” şeklindeki önerisi, hem yerel yönetimlerin hem de vatandaşların dikkat etmesi gereken bir hedef olarak belirlendi.
Hava koşullarının sakin olduğunu, bu durumun müsilajın yayılması bakımından kritik bir etmen olduğunu belirten Prof. Dr. Sarı, deniz sıcaklıklarının yükselmesi ile bu sorunun daha da derinleşeceğini öngörüyor. Bu nedenle, bölge genelinde halkı bilinçlendirmek ve gerekli önlemleri almak açısından bir mobilizasyon gereklidir.
Marmara Denizi, çevresindeki yoğun sanayileşme, yerleşim alanlarının artışı ve turistik faaliyetler nedeniyle birçok kirlilik kaynağına maruz kalmaktadır. Bu kirlilik, deniz ekosistemini tehdit eden müsilaj oluşumunu tetikleyen faktörlerin başında gelmektedir. Bu bağlamda, Prof. Dr. Sarı’nın çağrısı yalnızca bilim camiası için değil, aynı zamanda tüm toplum için geçerlidir. Müsilajın etkilerini azaltmak için gerekli adımların atılması ve denizimizi koruma bilincinin yayılması gerekmektedir.
Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın açıklamaları, hem bilimsel bir perspektif sunmakta hem de yaşanan sorunun aciliyetine dikkat çekmektedir. Denizlerimizin kirliliği, sadece günümüzde değil, gelecekte de daha büyük sorunlara yol açacak bir durumdur. Bu nedenle, toplumsal bir çaba gerektiren bu sorunla ilgili önlemlerin alınması kaçınılmazdır.
Aynı zamanda, müsilajın kontrol altına alınması için yerel yönetimlerin, özel sektörün ve halkın bir araya gelerek iş birliği içinde çalışmaları gerektiği de ortaya konmaktadır. İlgili kurumlar, müsilaj sorununun azaltılmasına yönelik farklı stratejiler geliştirmeli ve uygulamalıdır. Bu kapsamda, arıtma tesislerinin sayısını artırmak, var olan tesislerin kapasitelerini yükseltmek ve halkı bilinçlendirmek gibi adımlar büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununu çözmek için aceleci ve koordin