Marmara Denizi’nde, 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki sismik aktiviteleri tetikleyerek artçı sarsıntılara neden olmuştur. Kandilli Rasathanesi tarafından yapılan açıklamalara göre, ana depremin ardından, daha büyük iki artçı sarsıntı (Mw:5.2; Mw:5.2) takip etmiş ve hala devam eden sismik aktivite yüksek dikkatle izlenmektedir. Bu durum, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) ve Bölgesel Deprem Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM) tarafından 7/24 takip edilmektedir.
Deprem, Marmara Bölgesi’nde ve civar illerde hissedilmiş olup, merkez üssüne en yakın noktada yerleşim alanlarında altsel şidet değeri V’e kadar çıkmıştır. 26 Nisan 2025 tarihi itibarıyla, artçı depremlerin sayısı tam 445’e ulaşmıştır. Depremle ilgili olarak hazırlanan ilk rapor, olayın hemen ardından web sayfasında yayınlanmış ve günlük olarak güncellenmeye devam etmektedir. Sarsıntılar, genelde Orta Marmara ile Kumburgaz segmenti arasında 15-20 km’lik bir alanda yoğunlaşmaktadır.
Daha fazla bilgi vermek gerekirse, yapılan ivme kayıtlarının incelenmesi sonucunda, yapıların maruz kaldığı spektral ivmenin, tasarımda göz önünde bulundurulan spektrumdan oldukça düşük seviyelerde olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca, depremin altıncı dakikasında tsunami uyarı mesajları, Türkiye’deki Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ile bölgedeki diğer üye ülkelere iletilmiştir. İlk gözlemlerden sonra, tsunami uyarısı altskala olarak teyit edilmiştir ve 16:53 itibarıyla tsunami tehlikesinin geçmiş olduğu belirtilmiştir.
Önümüzdeki günlerde, artçı sarsıntıların devam etmesi beklenmektedir. Bu nedenle, vatandaşların yetkili kurumların açıklamalarını dikkate alması ve riskli olarak değerlendirilen binalara girmemesi önerilmektedir. AFAD’ın İstanbul İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) çerçevesinde, depreme yönelik senaryolar 7 ve üstü büyüklükte olabilecek bir İstanbul depremiyle birlikte 34 bin hasarlı bina oluşmasını kolaylaştıracak koşulları tarif etmektedir.
İstanbul’un birçok ilçesi yüksek risk derecelerine sahip olarak belirlenmişken, özellikle fay hattına yakınlığı nedeniyle, Avcılar ilçesi yüksek deprem tehlikesi bulunan bölgelerden biri olarak tespit edilmiştir. Yerel zemin koşullarının olumsuzluğu ile mevcut yapı stoğunun modern yönetmeliklere uygun olmaması durumu, bu ilçenin riskinin en yüksek olanlardan biri haline gelmesine neden olmaktadır. Marmara Denizi kıyısındaki diğer ilçelerde de benzer riskler görülmektedir. Bunun yanında, Adalar, Bahçelievler, Bakırköy, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Maltepe, Tuzla, Üsküdar, Zeytinburnu ve Sultanbeyli gibi ilçeler de olası büyük bir depremden yoğun olarak etkilenecek bölgeler arasında yer almaktadır.
Esenyurt, artan nüfus ve göçmen yoğunluğu sebebiyle depremden etkilenme riski yüksek olan ilçelerden bir diğeridir. Silivri ve Tuzla, aktif fay hattına yakın olmalarından dolayı alüviyon kalınlığı ve zemin koşullarının sıvılaşmaya müsait olması gibi faktörlerden dolayı olası büyük depremlerden yoğun şekilde etkilenebilecek ilçeler olarak değerlendirilmiştir. Planda, Bakırköy, Avcılar ve Zeytinburnu ilçelerinin de olası büyük depremlerde tamamının etkilenmesi öngörülmektedir. Bu bölgelerdeki özel, devlet ve şehir hastaneleri ile okulların yoğunluğu da olası etkiyi artırmaktadır.
Çalışmalarda, 7,0 ve üstü büyüklükteki bir İstanbul depreminde 34 bin hasarlı bina oluşma ihtimali öngörülmektedir. AFAD Deprem Dairesi tarafından yapılan araştırmalara göre,