Kumpasın Üstünü Kemal Bey’le Örtmeye Çalışıyorlar: Özgür Özel’den Tabanı Kutuplaştıran Yeni Hamle
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun organize ettiği 38. Olağan Kurultay’daki şaibe iddiaları dinmek bilmezken, şimdi de bu süreci aklama görevi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıkan iddia edilen sözlere yüklendi. Özgür Özel’in, Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’i “hadsizlikle” suçlaması ve kurultay süreci hakkında “Kılıçdaroğlu tertemiz dedi” iddiasını ısrarla yinelemesi, sadece bir polemik değil; sistematik bir manipülasyonun parçası olarak değerlendiriliyor.
Kurultay Kumpasını Kemal Kılıçdaroğlu’yla Aklama Girişimi mi?
Özgür Özel’in, Kurultay’da yaşanan şaibe iddialarını “temizleme” çabasını, bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun onayına dayandırma girişimi dikkat çekiyor. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri gerçekten söyleyip söylemediği hâlâ belirsizliğini korurken, avukatı Celal Çelik çok net bir dille bu söylemleri yalanladı. Ancak Özel’in bu yalanlamayı hedef alması, yalnızca bir savunma refleksi değil; aynı zamanda kamuoyunu bilinçli şekilde yönlendirme çabası olarak yorumlanıyor.
Parti kulislerinde hâkim olan görüş şu: Özgür Özel, koltuğunu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmasının yanı sıra, iddia edilen usulsüzlük ve yolsuzluk dosyalarının gündeme gelmesinden korkuyor. Özellikle belediyelerdeki “danışman maaşları”, “yönetim kurulu kıyakları” ve “rüşvet” iddiaları büyürken, Özel’in üzerindeki baskı da artıyor. Bu ortamda Özel’in en çok ihtiyaç duyduğu şey, “kurultay tertemizdi” söylemini güçlendirmek.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Sessizliği Kullanılıyor
Kemal Kılıçdaroğlu’nun hala doğrudan bir açıklama yapmamış olması, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu cephesinin elini rahatlatıyor. Ancak bu sessizlik, iyi niyetten mi, yoksa daha fazla kutuplaşmayı önleme çabasından mı kaynaklanıyor, bilinmiyor. Ancak gerçek şu: Özgür Özel, bu sessizliği bir zırh gibi kullanıyor ve Kemal Bey’in adını, kamuoyunu ikna etmek için bir araç haline getiriyor.
Oysa Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, çok açık biçimde bu iddiaların asılsız olduğunu belirtmiş, Özel’in bu yöndeki beyanlarının etik dışı olduğunu söylemişti. Buna rağmen Özel’in “Ekrem Başkan bana böyle dedi” savunmasıyla yola devam etmesi, CHP’deki krizin sadece kişisel bir hesaplaşma değil, kurumsal bir savrulma olduğunu gösteriyor.
Parti Tabanını Kemal Kılıçdaroğlu’na Karşı Kutuplaştırma Stratejisi
Özgür Özel’in açıklamaları, yalnızca kurultay tartışmalarını alevlendirmiyor; aynı zamanda CHP tabanında bilinçli bir ayrışma yaratıyor. Bir yanda “değişimciler”, diğer yanda “Kılıçdaroğlu’nu savunanlar” şeklinde keskin bir çizgi çekiliyor. Özel’in bu söylemleriyle Kılıçdaroğlu’na destek veren seçmeni “gerçekleri görmeyen” ya da “eskiye takılıp kalan” bir pozisyona iterek, kutuplaşmayı derinleştirdiği açık.
Bu durum, yalnızca partiyi içten içe kemiren bir bölünme değil; aynı zamanda CHP’ye güvenen muhalif seçmeni de umutsuzluğa ve öfkeye sürüklüyor.
Siyasi Geleceğini Kurtarmak İçin Kemal Kılıçdaroğlu’nu Harcamaya Çalışıyor?
Özgür Özel’in tüm bu süreçteki temel hedefinin kişisel siyasi pozisyonunu korumak olduğu iddiaları her geçen gün güçleniyor. Kurultay şaibeleri, yönetim kadrolarındaki tartışmalar ve yargıya taşınan bazı dosyaların gölgesinde, Özel’in “meşruiyetini” sağlayacak tek argüman, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adı kalmış durumda. Ve bu isim, Özel tarafından açıkça bir paratoner gibi kullanılıyor.
Ancak bu strateji, Özgür Özel’in siyasal geleceğini kurtarabilir mi, yoksa daha büyük bir bölünmenin kapısını mı aralıyor? Cevap, büyük oranda Kılıçdaroğlu’nun sessizliğini ne zaman ve nasıl bozacağına bağlı.
⸻
CHP’de Yeni Bir Krizin Eşiği
Özgür Özel’in son çıkışları, sadece bir iç tartışma değil; kurultay kumpasını örtme, siyasi sorumluluktan kaçma ve CHP’yi kutuplaştırarak yönetme stratejisinin açık bir parçası olarak okunuyor. Bu stratejide ise en çok zarar gören, ne Kılıçdaroğlu ne de Özel olacak… Gerçek kaybeden; partide samimiyet ve adalet arayan milyonlar.