Türkiye’deki siyasi gelişmeler, özellikle yerel yönetimlerdeki atamalar ve partilerin gösterdiği tepkiler toplumda gerginliğe yol açmaya devam ediyor. Bu bağlamda, Elazığ’da yaşanan olay, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) üyesi olan Karakoçan Belediyesi’nde dikkat çekici bir protesto ile kendini gösterdi. AK Parti iktidarı, DBP’li belediye eşbaşkanlarını görevlerinden alarak, yerlerine kayyum ataması gerçekleştirdi. Bu durumu protesto etmek amacıyla Karakoçan Belediyesi, belediye binasına Türkçe, Kürtçe ve Zazaca dillerinde “Seçimle geldik kayyımla gitmeyiz!” yazılı pankartlar astı. Ancak, Elazığ Valiliği, bu pankartların kaldırılmasına yönelik bir karar alarak, pankartların indirilmesini talep etti.
Valiliğin bu kararı üzerine, pankartların kaldırılmasına tepki gösteren DBP Karakoçan eşbaşkanı Songül Düzgün ve partililer, yaşanan olay sırasında polisle karşı karşıya geldi. Polis, pankartların indirilmesi işlemini gerçekleştirmek üzere müdahalede bulununca durum daha da gerildi. DBP Karakoçan ilçe eşbaşkanı Bekir Polat, olayın nasıl geliştiğini, yaşananları detaylı bir şekilde anlatarak, “Bu akşam üstü polisler tarafından belediye binamıza astığımız ‘Seçimle geldik kayyımla gitmeyiz’ pankartlarımız valiliğin keyfi kararıyla indirilmek istendi” dedi.
“ZOR KULLANILARAK PANKARTLARIMIZ İNDİRİLDİ”
Bekir Polat, yaşanan müdahalede polis memurlarının pek çok baskı ve zor kullanarak pankartları indirmeye çalıştıklarını belirtti. “Polis memurları tarafından eşbaşkanımıza pankartın indirilmesiyle ilgili tutanak imzalatılmak istendi. Belediye eşbaşkanımız ise bu kararın hukuksuz olduğunu ifade ederek tutanağı imzalamayı reddetti. Sonrasında polisler zor kullanarak belediye binasına asılan pankartlarımızı indirmeye çalıştı, biz de bu hukuksuz uygulamaya karşı pankartların indirilmemesi için mücadele ettik ama maalesef pankartlarımız indirildi” şeklinde konuştu. Bu durum, siyasi iktidar ve yerel yönetimler arasındaki gerilimleri gözler önüne sererken, valiliğin kararının keyfi olduğu vurgusunu da güçlendirdi.
Olay, sadece Karakoçan Belediyesi’nde değil, Türkiye genelinde yerel yönetimlerin nasıl yönetildiği ve halkın seçme hakkının ne derece korunduğuna dair tartışmaları da alevlendirdi. DBP ve diğer muhalefet partileri, kayyum atamalarına ve yerel yönetimlere yapılan müdahalelere karşı çıkarken, bu tür müdahalelerin demokrasi ve yerel yönetim anlayışı açısından tehlikeli olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca, bu tarz protestolar, yalnızca bir tepki olarak değil, aynı zamanda toplumun farklı kesimlerinin siyasi duruşlarını göstermek için de bir araç haline geldi.
Polisin aldığı bu eylemler, toplumsal olaylar sırasında demokratik hakların kullanımını sınırlayan uygulamalar olarak nitelendiriliyor. Pankartların indirilmesi, yerel yönetimlerin bağımsızlığı noktasında endişeleri artırırken; halkın, kendi seçtiği yöneticilerin kararlarını etkisiz hale getiren kayyum atamalarına karşı gösterdiği tepkiler, daha geniş bir siyasi mücadelenin parçası olarak görülüyor. Bu tür olaylar, sadece belirli bir bölgedeki siyasi atmosferi değil, genel olarak Türkiye’deki siyasi iklimi de etkilemekte ve kamuoyunda daha büyük tartışmalara yol açmaktadır.
Bunların yanı sıra, DBP’li partililer, kendilerine yönelik bu tür kanunsuz uygulamaların, yıllardır süregelen bir sistemin parçası olduğunu ve bunun karşısında duracaklarını ifade ediyorlar. Bekir Polat, “Belediy
