İstanbul’un Silivri ilçesi açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin, İstanbul ve çevresinin yanı sıra İzmir başta olmak üzere birçok ilde hissedilmesi, insanların oldukça endişelenmesine neden oldu. Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, bu durumun teknik detaylarını paylaşarak, depremin daha önce beklenen yerlerden biri olmadığına dikkat çekti. Öziçer, “Daha önceki çalışmalarda Adalar açıklarında olacağı tahmin ediliyordu ama Silivri açıklarında meydana geldi. Özellikle zemini kötü olan yerlerde ciddi bir şekilde hissedildi,” dedi. Bu deprem ve artçıları, yerin altında birikmiş olan enerjiyi boşaltmış gözükse de, o bölgede hala ciddi sıkışmaların devam ettiğini ve İstanbul’un daha büyük bir depreme hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, ana depremin büyüklüğünün 6.2 olması nedeniyle, bunun ardından büyüklüğü 5.5’e kadar ulaşabilecek artçı depremlerin 1-2 hafta süresince devam etmesi bekleniyor.
‘TEK NEDENİ ZEMİN BÜYÜTMESİ’
Öziçer, Silivri açıklarında meydana gelen depremin İzmir’de hissetilmesini değerlendirdiğinde, bunun temel nedeninin zemin büyütmesi olduğunu ifade etti. “Kayalık zeminlerde deprem ivmesi ve şiddeti çok düşük olurken, kumlu veya suya doygun zeminlerde çok daha fazla hissediliyor,” şeklinde açıklama yaparak, İzmir ve çevresinde 500 kilometre uzaklıkta meydana gelen depremlerin bile alüvyon tabakalardan dolayı daha büyük bir etki yaratacağını dile getirdi. Bu durumun, sıcak hava akımlarının ve yer altı su seviyelerinin de etkili olduğu bu tür deprem olaylarında önemli bir faktör olduğunu belirtti.
İLÇE İLÇE ORTAYA ÇIKTI
İzmir’de depremin en çok hissedildiği yerlerin zayıf zemine sahip olan yerler olduğunu belirten Öziçer, Buca, Gaziemir, Bornova ve Çiğli gibi ilçelerde, ana kaya mesafesinin derin olması nedeniyle, deprem dalgalarının daha az etkilediğini kaydetti. Bu ilçelerin kıyılara yakın yerlerinin ise alüvyon tabakasının kalın olmasından ötürü depremi daha şiddetli hissettiği vurgulandı. Çiğli, Karşıyaka, Bornova, Konak, Alsancak ve Güzelbahçe gibi yerlerin, alüvyon tabakası nedeniyle deprem dalgalarını daha fazla hissettiğini belirten Öziçer, “Deprem dalgaları bu kadar uzaktan gelerek bizi ciddi şekilde etkiledi. İstanbul’da 7 ve üzeri büyüklüğe sahip bir depremin İzmir’de alüvyon tabakanın derin olduğu yerlerde korku yaratacak bir yaşam alanı oluşturması mümkündür,” diyerek endişeleri artıran bir uyarıda bulundu.
‘EN AZ İSTANBUL DEPREMİNDEKİ KADAR RİSK VAR’
Öziçer, İzmir’in fay karakteri ve içinde bulundurmuş olduğu birçok fay sisteminin yanı sıra Kuzey Anadolu Fay Hattı ile karşılaştırıldığında, 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem olasılığının düşük olduğunu belirtti. Ancak, İzmir ve çevresinde olabilecek bir 6.7 büyüklüğündeki depremin bile yapılaşmanın %70-80’inin zayıf zeminlerde bulunması ve mevcut yapıların da eski olması nedeniyle büyük risk taşımakta olduğunu ifade etti. Bu durum, İzmir’deki daha düşük büyüklükte bir depremin bile can kayıpları anlamında İstanbul’dan daha fazla risk oluşturabileceğini ortaya koyuyor.