İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de sürdürdüğü katliamlara devam ediyor. Bu süreçte uluslararası hukuku ve insani şartları hiçe sayan İsrail’e karşı çeşitli çağrılar yapılmıştır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin müdahalesi talep edilirken Gazze’ye insani yardım girişine izin verilmesi istenmiştir. Ancak İsrail, bu çağrılara kulak tıkamış ve zulmüne devam etmiştir.
Arap Birliği Konseyi, Gazze’deki katliamı görüşmek için olağanüstü toplanmış ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden İsrail’i durdurmaya zorlamasını talep etmiştir. Ayrıca Birleşmiş Milletler raportörleri de İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırımı durdurma çağrısında bulunmuştur. BM Sağlık Hakkı Özel Raportörü Tlaleng Mofokeng ve Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, üye ülkeleri mevcut duruma müdahale etmeye çağırmıştır.
ABD’de ise Amerikalı Müslüman gruplar, Başkan Joe Biden’a mektup yazarak ABD’nin Gazze politikasının değişmesini ve İsrail’e silah satışının durdurulmasını talep etmişlerdir. Benzer şekilde Danimarka’daki sivil toplum kuruluşları da İsrail’e silah satışının durdurulması için hükümete dava açmışlardır. Ülkenin silah ve askeri teçhizatının Gazze’deki sivilleri hedef aldığı gerekçesiyle İsrail’e silah ihracatının sonlandırılması talep edilmiştir.
İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü zulüm karşısında uluslararası toplum eyleme geçmeye çağrılmaktadır. İsrail’in insanlık dışı uygulamalarının son bulması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin acil müdahale etmesi beklenmektedir. İsrail’e yöneltilen soykırım suçlamaları önemli bir gündem maddesi olurken, ülkelerin İsrail’e silah satışını durdurması için uluslararası baskının artması gerekmektedir. Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek ve zulme son vermek adına uluslararası alanda etkin bir hareketin başlatılması önem arz etmektedir. Bu kriz karşısında sessiz kalmak, İsrail’in zulmüne ortak olmak anlamına gelecektir. Bu nedenle tüm dünya ülkeleri, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına son vermesi için birlikte hareket etmelidir.