İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan ve bu sebeple görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu, bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesi ile ilgili sarf ettiği ifadeler nedeniyle “terörle mücadele eden kişileri hedef göstermek”, “hakaret” ve “tehdit” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 2023 yılında gerçekleşti. Dava, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri’deki Marmara Cezaevi’nin karşısındaki duruşma salonunda gerçekleştirildi. Duruşmaya, yolsuzluk soruşturması kapsamındaki tutuklu olan Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra tutuksuz yargılanan Hukukçu Ekrem İmamoğlu, avukatları ve mağdur sıfatıyla Başsavcı Akın Gürlek’in avukatı katıldı. Ayrıca, duruşma salonunda bazı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, belediye başkanları ve partililer de izleyici olarak yer aldılar.
Ekrem İmamoğlu, duruşma sırasında yaptığı savunmada, “O panelde duygularımı dile getirdim. İfade özgürlüğü kapsamında eleştiri yaptım” şeklinde ifadeler sarf etti. Bu bağlamda, kendisine yöneltilen suçlamaların ifade özgürlüğü kapsamında eleştiriden kaynaklandığını savundu. Duruşmanın ardından mahkeme, davayı 16 Haziran’a erteledi. Bu gelişmeler, İmamoğlu’nun yargılandığı davanın ilerleyişi ve kamuoyundaki yankısı açısından önemli bir dönemeç olarak belirlendi.
Öte yandan, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ait bir ihale ile ilgili ikinci duruşması ise aynı hafta içinde gerçekleşti ve bu duruşma Büyükçekmece’de yapıldı. Ekrem İmamoğlu, bu duruşmaya SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile katılmayı reddetti. İmamoğlu’nun bu tutumu, yerel medya ve sosyal medya platformlarında geniş yankı bulurken, duruşma, 11 Temmuz’a ertelendi. İmamoğlu’nun duruşmalara katılımıyla ilgili bu tavırı, yargı sürecine dair tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.
İmamoğlu’nun karşı karşıya olduğu iddialar ve yargı süreci, Türkiye’nin siyasal atmosferi ve İstanbul’un yerel yönetimindeki gelişmeler açısından oldukça kritik. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan bu durum, özellikle yerel siyasetteki gerginlikleri ve siyasi figürlerin birbirine karşı yaptıkları eleştirileri gözler önüne seriyor. İmamoğlu’nun yargı süreci, yalnızca kendisi için değil, aynı zamanda CHP için de önemli bir sınav olarak değerlendiriliyor. Beşeri faktörler, siyasi çıkarlar ve yasalar çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bu süreç, ilerleyen dönemlerde Türkiye’nin genel siyasetinde önemli bir etki yaratma potansiyeline sahip.
Tüm bu gelişmeler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yöneticisi olarak Ekrem İmamoğlu’nun siyasi kariyerini etkileyeceği gibi, Türkiye’deki genel siyasi iklimin de belirleyicisi olabilecek nitelikte. Yargı süreçleri ve bunların sonuçları, hem kamuoyunda hem de siyasi arenada büyük yankı buluyor. İmamoğlu’nun duruşmaları, Türkiye’deki siyasi kutuplaşmanın da bir yansıması olarak algılanıyor. İki duruşma arasındaki boşluk ve ertelenmeler, muhalefet ve iktidar partileri arasında süregelmektedir.
İmamoğlu’nun yargı süreci, Türkiye’nin demokrasi, adalet ve ifade özgürlüğü açısından bir sınav niteliği taşıdığı için, birçok kişi ve kurum tarafından dikkatle takip ediliyor. Yargı sürecinin nasıl işleyeceği ve sonuçlarının İmamoğlu’nun siyasi kariyeri üzerindeki etkileri merakla bekleniyor. Ekrem İmamoğlu ve onun çevresindeki siyasi oluşumlar, önümüzdeki dönemde bu dava çerçevesinde daha etkin bir iletişim ve strateji geliştirmek zorunda kalacaklar. Bu durum, hem