İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı sert bir tepki gösterdi. İmamoğlu, bu uygulamanın Kürt kökenli vatandaşların seçme hakkına ve iradesine yönelik olduğunu belirterek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı çözüm odaklı sürecin bu tür kötü uygulamalarla çeliştiğini dile getirdi. İmamoğlu, özellikle bu tür uygulamaların, ülke yönetiminde bir ikilik algısı yaratabileceğinin altını çizdi.
Daha önce “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla yargılanan ve 3 yıl 9 ay hapis cezası alan DEM Partili Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan, görevden alındı ve yerine kayyım atandı. İçişleri Bakanlığı’nın kararına göre, Van Valisi Ozan Balcı, Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildi. Bu durum, Ekrem İmamoğlu tarafından güçlü bir şekilde eleştirildi.
İmamoğlu, kayyım uygulamasını eleştirerek, “Seçimlerden önce ‘kanunda gösterilen şartlara uygun’ olanların, seçildikten sonra çeşitli yargı kararları ve suçlamalarla görevden alınması ya da tutuklanması demokratik bir durum değildir” ifadesini kullandı. İmamoğlu, Van Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyımın sorunlu bir durum olduğunu belirtti ve bunu demokrasi ile bağdaşmayan bir uygulama olarak değerlendirdi.
Konuşmasında, kayyım atamasına yönelik eleştirilerde bulunan İmamoğlu, “Kürt kökenli vatandaşlarımızın seçme hakkına ve iradesine yönelik bu kötü uygulamalar ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin başlattığı çözüm odaklı süreçleri aynı anda değerlendirmek zorlaşmıştır” dedi. İmamoğlu, iki çelişkili politikanın, toplumda kafa karışıklığı yarattığını ve bu durumun ülke yönetiminde bir ikilik algısı oluşturduğunu ifade etti.
İmamoğlu’nun açıklamalarında ayrıca, son seçimleri iktidar partisinin kaybetmesinin ardından halkta meydana gelen öfke patlaması da vurgulandı. Muhalefet, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları, sanatçılar, işçiler, emekliler, gençler ve asgari ücretlilerin iktidardan hesap sormaya başladığını söyleyen İmamoğlu, “Bir avuç insan 86 milyon vatansever yurttaşımıza hesap sormaktadır” diye konuştu.
İmamoğlu, “Millet hesap vermez, hesap sorar. Makamlar kimsenin tapulu malı değildir” ifadelerini kullanarak, kendini ülkenin sahibi olarak görenlerin artık kaybettiğini belirtti. Bu tür uygulamaların devam etmesinin, ülke demokrasisine zarar vereceğini ve halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini savundu. “Ne kadar zulmetseniz de, bu son alenidir” diyerek durumu daha da vurguladı.
Ekrem İmamoğlu’nun bu çıkışı, Türkiye’deki siyasi iklimin gerginliğini ve yerel yönetimlere kayyım atanmasının, halk üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor. İmamoğlu’nun ifadeleri, toplumun çeşitli kesimlerinde karşılık bulmakta ve bu tür uygulamalara karşı bir tepkinin oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Kayyım atamaları konusundaki tartışmalar, Türkiye’deki yerel yönetimlerin bağımsızlığı, demokrasi ve insanların siyasi hakları üzerine geniş bir toplum tartışmasını tetikleyebilir.