“`html
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart 2025 tarihinde İBB soruşturması kapsamında gözaltına alınıp tutuklandığı günden bu yana yaşanan ekonomik kayıplara dikkat çekti. İmamoğlu, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarda, iktidara yönelik sert eleştirilerde bulundu.
İmamoğlu’nun ifadelerine göre, İBB soruşturması sonucunda yaşanan ekonomik kayıplar, ülkenin kaynaklarının kötü yönetildiğini ve siyasi entrikalarla büyük zararlar verildiğini ortaya koymakta. Ekrem İmamoğlu, “Bu kadar büyük bir bütçe ile yaklaşık 1 milyon yapıyı yenileyebilir ya da aynı miktarda güvenli konut üretebilirdik” şeklinde bir değerlendirmede bulundu. Bu ifadeler, yaşanan olayların aslında ekonomik anlamda da derin etkileri olduğunu vurgulamakta.
İmamoğlu’nun tam açıklaması şu şekilde olmuştur: “19 Mart sabahı millet iradesine yapılan darbenin ekonomiye trilyonlarca lira maliyeti oldu. Bu kadar büyük bir bütçe ile yaklaşık 1 milyon yapıyı yenileyebilir ya da en az aynı miktarda güvenli konut üretebilirdik. Siyasi kumpas sonucu yaşanan dalgalanma maalesef zamanla ekonominin temellerine daha da nüfuz edecek.”
Bu açıklamada, İmamoğlu, ekonomik büyümenin yavaşlayacağı, enflasyonun yüksek kalacağı ve insanların yaşam standartlarının daha da ağırlaşacağı konularına da değindi. “Büyük bedeller ödeyerek 2 yılda biriktirdiğimiz döviz rezervlerini 3 günde sattılar. Yüksek faizle peşinde koştukları sıcak parayı bile kaçırdılar” diyerek, mevcut iktidarın ekonomik yönetim anlayışını eleştirdi.
Devletin ve milletin borçlarının döviz artışları ile daha da artırıldığına dikkat çeken İmamoğlu, “Bir an için ülkemizin acil ihtiyaçlarını düşünün. Fakir fukarayı, emekliyi, çiftçiyi, işçiyi, memuru, küçük esnafı, gençlerimizi düşünün. Bir hiç uğruna yaktıkları bu parayla bu güzel insanlar için neler yapılabilirdi bir hayal edin” şeklinde ifadelerde bulunarak, yaşanan ekonomik sıkıntıların toplumsal etkilerine vurgu yaptı.
İmamoğlu, kendi seçimini ve tüm bunların neden olduğu zararı ise şu cümlelerle özetledi: “Bu aziz millet; koltuk hırsı uğruna önüne geleni yakıp yıkan, milletin ekmeğine göz diken, deprem riski için kullanılması gereken kaynakları kumpaslara feda eden bu kifayetsizlere daha ne kadar tahammül gösterecek?”
İmamoğlu, 2025 yılı itibarıyla, bu tür siyasi entrikaların ülkenin ekonomisi üzerinde nasıl derin yaralar açtığını ve toplumun en zayıf katmanlarını nasıl etkilediğini açıkça ifade etmektedir. Bu sebeple, hem yerel yönetim olarak hem de Merkezi Hükümet olarak daha doğru kararların alınması gerektiğine dikkat çekmektedir.
Devam eden süreçte, İmamoğlu’nun bu açıklamaları, siyasi arenada tartışmaların devam etmesine neden olmuş, iktidar ve muhalefet arasında giderek derinleşen bir çatışma ortamı yaratmıştır. İmamoğlu’nun durumunun nasıl sonuçlanacağı, aynı zamanda İstanbul’daki yerel yönetimlerin geleceği açısından da büyük önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı bu açıklamalar, İstanbul’un ekonomik durumu ve vatandaşların yaşam koşulları üzerinde ciddi bir etki yaratacak düzeyde. Bu tür olayların tekrar etmemesi ve ülke ekonomisinin daha sağlam temeller üzerine oturtulması adına ne gibi adımlar atılacağı merakla beklenmektedir. Siyasi kutuplaşmaların ve önyargıların, halka sunulan hizmetleri ne denli
