Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda gündeme dair kritik açıklamalarda bulundu. CHP’li belediyelerdeki rüşvet ve yolsuzluk yapılanmalarına dikkat çeken Erdoğan, “Çok sayıda belediye, borç içinde yüzmektedir. Prim borçları için yürütülen mücadele herkesçe bilinmektedir. Bir konser etkinliği için yüz milyonlarca lira harcanırken, SGK primleri için ‘paramız yok’ deniliyor. Bu durum, reklam bütçeleri için de geçerli. Belediyelerin orta ve uzun vadeli planlar yapması gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.
Başkan Erdoğan’ın açıklamaları şöyle devam etti:
İSTANBUL İLE SINIRLI DEĞİL; ULUSLARARASI AYAĞI DA VAR!
Yerel yönetimler alanında, AK Parti’nin ilk iki döneminde çeşitli reformlar gerçekleştirdik. Alt ve üst yapı yatırımının büyük bir kısmı belediyeler aracılığıyla hayata geçirildi. İlk aşamada belediye hizmetlerine önemli bir hız kazandıran sistem, öngörülemeyen kayıpların merkezi haline dönüştü. Eser ve hizmetin hızlandırılması için verilen yetkiler, kariyer planlarına dönüşmüş durumda. Yolsuzluk, israf ve kayırma gibi sorunlar sıkça gündeme gelirken, yasa dışı yapılar için kaynak aktarımı da artmış durumda. Belediyeye iş düşenlerin haraca bağlanması, hizmetin vatandaşa yeterince ulaştırılamamasına neden olmuştur. Bu durum, tarihimizde benzeri görülmemiş bir suç örneğidir ve ülke güvenliğini tehdit edecek seviyeye ulaşmıştır. İstanbul ile sınırlı kalmayıp, uluslararası bir ahtapot haline dönüşen bu yozlaşma, neredeyse her belediyede gözlemlenmektedir. Buradaki yaklaşımımız, partisel değil, sistem merkezli bir bakış açısıdır.
“YENİ BİR YAPI KURULMALIDIR”
Belediyeler meselesinin yeniden ele alınarak bir düzene kavuşturulması kaçınılmaz hale gelmiştir. Merkeze uzak ilçelerle ilgili sorunlar gündemde önemli bir yer tutuyor. Bu koordinasyonu sağlamak kolay değil. Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki yetki paylaşımı mutlaka gözden geçirilmelidir. Yetki karmaşıklığı bazen çatışmalara yol açabiliyor. Farklı parti belediyeleri arasında yaşanan gerilimlere engel olmak amacıyla yetkilerin daha net tanımlanması faydalı olacaktır. Mahalleye dönüşen köylerde de çeşitli zorluklar yaşanmaktadır. Büyükşehir statüsünde olmayan şehirlerimizin yönetim yapısı, sorunların çözümünü ve hizmetlerin etkin bir biçimde yürütülmesini zorlaştırmaktadır. Bu şehirler için yeni bir belediye yönetimi statüsüne ihtiyaç vardır. İl özel idaresi yapılandırmasının da gözden geçirilmesi gerekiyor. Vali ve kaymakamlarımızın görevlerini daha etkin hale getirmeleri sağlanmalıdır. Yeni bir yapı kurulmalıdır; bu yapıda tanımlar net, usuller kesin ve uygulamalar şeffaf olmalıdır.
“BELEDİYELER BORÇ BATAĞINDA”
İmar düzenlemeleri sağlıklı bir şekilde yapılmalıdır. Ön hazırlıkları iyi yapılmamış projelere kaynak aktarımına son verilmelidir. Belediyelerdeki kayyum uygulamasının yeniden istisna hale geleceğini öngörüyoruz. Az sayıda istisna haricinde, belediyelerin tamamı borç batağındadır. Prim borçları için verdiğimiz mücadele aşikardır. Yüz milyonlarca lira harcanan bir konser etkinliği için ‘paramız yok’ söylemi geçerli iken, aynı durum reklam bütçeleri için de ne yazık ki geçerlidir. Belediyelerin orta ve uzun vadeli programlar oluşturması önemlidir. Aksi takdirde belediyeler hareket edemez hale gelecektir. “Böyle gelmiş, böyle gider” anlayışı, bizim benimseyeceğimiz bir siyaset tarzı olamaz. Sorun varsa ve şikayetler söz konusuysa, siyaset kurumunun görevi buna çözüm bulmaktır. Bu konulardaki çözüm önerilerinin partiler üstü bir perspektifle ele alınması gerekmektedir. Bu çağrımızın siyasi veya hukuki gelişmelerle bir ilgisi yoktur. Halkın sorunlarıyla ilgilenen ve bu meselelere çözümler üreten partilere şimdiden teşekkür ediyorum.