Emine Erdoğan, Dünya Müslüman Hayırseverler Kongresi tarafından İstanbul Bakırköy’deki bir otelde düzenlenen Küresel Donörler Forumu’nda yaptığı konuşmada, insanlığın içinde bulunduğu zor durumlara dikkat çekti. “İnsanlığın kalbi bir süredir iyilikten, güzellikten yana boş kalmış” diyerek, insanların ruhlarının bakımsız kaldığını ve vicdanlarının karanlıkta olduğunu belirtti. Erdoğan, Suriye’de 13 yıl süren savaş, Sudan’daki iç çatışmalar ve Ukrayna’daki savaş gibi birçok krizin dünyayı kasvetli bir yere dönüştürdüğünü ifade etti. Ayrıca, Gazze’nin “dünyanın en büyük utancı” olduğunu vurgulayarak, burada yaşanan trajediyi anımsattı. “50 binden fazla şehidin 15 bin 613’ü çocuk” sözleriyle, yaşanan acının boyutunu ortaya koydu.
Emine Erdoğan, konuşmasında daima umutlu olunması gerektiğini savundu. “Umudun bayrağını gittiği her yere beraberinde taşıyan, umut insanı olmalı” diyerek, hayırlarda yarışmanın önemine değindi. Rabbimizin emrine uyarak, hayır işlemeye devam etmemiz gerektiğini belirten Erdoğan, “Gelecekten korkarak, hayır işlemekten asla geri durmamalıyız” ifadelerine yer verdi. Peygamber Efendimiz’in “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz, elinizdeki son fidanı mutlaka dikiniz” sözüne atıfta bulunarak, her bireyin elinden geleni yapması gerektiğini dile getirdi. “Tek bir fidan bile olsa, o fidanın ekilmesi, insanlığa hizmet etme umudunu diri tutmalı” şeklinde bir mesaj verdi.
Daha sonra, Türkiye’nin insani yardımlardaki rolüne değinen Erdoğan, Küresel İnsani Yardım Raporları’na atıfta bulunarak, Türkiye’nin her yıl en çok insani yardım yapan ülkeler arasında yer aldığını ve gayri safi milli hasılasına göre en cömert ülke olduğunu belirtti. Türkiye’yi, insanlığa uzanan bir zeytin ağacına benzeterek, Suriye savaşının ilk gününden itibaren kapılarını açtıklarını ifade etti. “Biz, insanlığa öz kardeşlerimiz nazarıyla yaklaşıyoruz” sözleriyle, yapılan yardımların din, ırk veya etnik köken ayrımı gözetmeksizin gerçekleştirildiğini vurguladı.
Erdoğan, uluslararası yardım çalışmalarını aktarmaya devam etti. Türkiye’nin yalnızca acil ihtiyaçları karşılamadığını, aynı zamanda dışarıdan gelecek yardımlara bağımlılığı ortadan kaldıracak çözümler geliştirdiğini söyledi. Geçmişte yaşanan felaketlere de değinerek, 2010 yılında Pakistan’daki büyük sel felaketinde, 2011 yılında Somali’deki kıtlık ve iç savaşta, 2012 yılında Arakan’daki katliamlarda, tarifsiz acılara şahit olduğunu belirtti. Ancak bu acıların yanında, felaket bölgelerine koşan insanların büyük güçlerini de gözlemlediğini aktardı. Bu durumun kendisine “hayırseverlik” kavramının yeryüzündeki en güvenilir sığınak olduğuna inandığını dile getirdi. “Işığın doğudan yükseldiği gibi, bizlerin dayanışmasıyla vicdanın ve merhametin ışığının da doğudan yükseleceğine inanıyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Küresel Donörler Forumu sırasında Emine Erdoğan, “En İyi Kadın Lider” ödülü ile onurlandırıldı. Bu ödül, onun insani yardım konusundaki özverili çalışmaları ve Gazze için sesini yükseltmesi nedeniyle verildi. Forumda eski İskoçya Bölgesel Başbakanı Humza Yousef ile bir araya gelen Erdoğan, burada Filistin için ortak hassasiyet gösterilmesi gerektiği konusunu ele aldı. Yousef, forum sırasında yaptığı konuşmada, “Pek çok kişi sessiz kalmayı tercih ederken, siz Gazze için gerçekten sesinizi çıkarmayı tercih ettiniz. Size teşekkür etmek istiyorum” ifadelerini
