Yüksek Öğrenim Kurulu (YÖK) önünde düzenlenen eyleme, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan yardımcıları Suat Özçağdaş ve Gülşah Deniz Atalar ile Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner ve diğer partililer katıldı. Etkinlik, akademik özgürlük ve yargı bağımsızlığı konularındaki endişeleri dile getirmek amacıyla gerçekleştirildi. Katılımcılar, üniversitelerde yaşanan gelişmelerin ciddi bir sorun haline geldiğini vurguladılar.
YARGI DARBESİ
Etkinlik sırasında basın açıklaması yapan Suat Özçağdaş, yaşanan gelişmeleri ‘hukuk ve yargı darbesi’ olarak tanımladı. Özellikle, İstanbul Üniversitesi’nde yaşanan bir olay üzerinden örnek vererek, “İşletme Fakültesi Dekanı, yapılan baskı nedeniyle istifa etmek zorunda kalıyor. Bu konu hakkında hiçbir yetkisi olmayan İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, yaptığı bir açıklama ile diplomanın iptal edildiğini duyuruyor. Bu hukuksuzluğun altında imzası olan herkes, en tepedekinden en aşağıya kadar, evrensel hukuk kurallarına tabi olarak bunun hesabını verecek” diyerek, hukukun üstünlüğüne dikkat çekti.
DİPLOMA SAHİBİNE İADE EDİLECEK
CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol ise konuşmasında, akademik ortamda gerçekleştirilen bu tür eylemlerin ve kararların birer siyasi cinayet girişimi olduğunu vurgulayarak, “Bizim için yok hükmünde olan bu karar, mahkemelerden geri dönecek. O diploma sahibine iade edilecek. Ön seçime kadar her gün sokakta olacağız. Gerekirse sonrasında da sokakta olacağız; o diplomayı sahibine iade ettireceğiz” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, partinin kamuoyundaki duruşunu ve demokrasiye olan bağlılıklarını pekiştiren bir mesaj olarak değerlendirildi.
Bu eylem ile birlikte, CHP’nin öğrenci ve akademisyenler üzerinde yürütülen baskılara karşı duruşunu net bir şekilde sergilediği, yargı bağımsızlığının ve akademik özgürlüğün önemini vurgulamak istediği gözlemleniyor. Katılımcılar, üniversitelerdeki demokratik ortamın korunması adına el birliğiyle hareket etmenin gerekliliğine dikkat çektiler. Eylemde, özgür düşüncenin, eleştirinin ve akademik tartışmanın önemine dair referanslar verilerek, bu değerlerin savunulması gerektiği ifade edildi.
Toplumdaki hukuksuzluklara ve adaletsizliklere karşı farkındalığı artırmak amacıyla gerçekleştirilen bu tür etkinliklerin, yalnızca siyasetle sınırlı kalmaması gerektiği de dile getirildi. Katılımcılara göre, tüm toplumun bu konuda sorumluluk alması, hukukun adaletli bir şekilde işlemesi için kritik öneme sahip. Bu tür durumların artık toplumsal bir tehdit haline geldiğini vurgulayan konuşmacılar, birlikte mücadelenin önemini tekrar tekrar vurguladılar.
Özellikle akademik çevrelerde yaşanan bu tür olayların, üniversitelerin bağımsızlığı adına derin sonuçları olabileceği belirtiliyor. Akademisyenlerin ve öğrencilerin ifade özgürlüğünün kısıtlanması, toplumun aydinlanmasına engel olan bir durum olarak değerlendiriliyor. Bu noktada, yargının bağımsızlığının ve hukuk sisteminin işlerliğinin önemi bir kez daha ön plana çıkmaktadır.
Sonuç olarak, bu eylem, CHP’nin toplumsal adalet arayışı ve eğitim alanında yaşanan sıkıntılara karşı verdiği mücadeleyi simgeleyen geniş bir yelpazede önemli bir adım olarak kaydediliyor. Yürütülen bu tür aktivitelerin, toplumun farklı kesimlerini bir araya getirerek, ortak hedefler doğrultusunda nasıl birleşebileceğinin bir örneği olduğu ifade ediliyor. Katılımc
