CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından bir basın toplantısı düzenleyerek, bu durumun Van halkının iradesinin gasbı olduğunu ifade etti. Günaydın, bu durumu değerlendirdiği konuşmasında, öncelikli olarak Cumhur İttifakı’nın tutumunun sürpriz olmadığını, ancak asıl meselenin demokrasi güçlerinin ve muhalefetin ortak duruşu ve yol haritası olduğunu söyledi.
Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan, “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla 3 yıl 9 ay hapis cezası aldıktan sonra görevden alındı. Kendisi yerine, İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla Van Valisi Ozan Balcı belediye başkan vekili olarak atandı. Bu kayyım atama sürecine karşı çıkan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, konteks içinde önemli ayrıntılara dikkat çekti. Sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Zeydan’ın görevden alınma gerekçesinin, “üye olmamakla birlikte yardım ettiği” ifadesine dayandığını vurguladı.
Günaydın, “Varsayalım ki, hiçbir adil yargılanma sorunu yok. Görevden alınan Başkan yerine belediye meclis üyelerinden neden seçim yaptırmıyorsun?” diye sorarak, hukukun en temel ilkesi olan suç ve cezaların şahsiliği ilkesini hatırlattı. “Bu çerçevede, OHAL Yasası’na dayanarak, tüm meclis üyelerini peşinen suçlu kabul ediyor ve atanmış Vali’yi belediye başkanlığına getiriyorsun” diyerek mevcut uygulamayı eleştirdi.
Bunun yanında, Gökhan Günaydın, “Bu öncelikle Van halkının iradesinin gaspıdır” sözleriyle durumu daha da netleştirdi. Ayrıca, Meclis’te temsil edilen 15 siyasi partinin 11’inin uzlaşmasıyla oluşturulan ve idari vesayet düzenlemesini demokratik bir zemine çekmeyi öngören kanun teklifinin görmezden gelindiğine dikkat çekti. “Aslında, bütün olarak görmezden gelmeye çalıştığın demokrasi ve hukuk. Belirtmeliyiz ki, Cumhur İttifakı’nın tutumu sürpriz değil” diye devam etti.
Günaydın’ın konuşmasının ana odağı, halkın iradesine saygı gösterilmesi ve yerel demokrasinin önünün açılması gerektiğiydi. “Ülkenin geleceğini bu alandaki bilinç ve kararlılık belirleyecek” diyerek, muhalefet ve demokrasi güçlerinin bir araya gelmesinin önemine vurgu yaptı. Bu noktada, yerel yönetimlerin belediye başkanları tarafından yönetilmesinin, halkın iradesi olduğunu ve demokratik süreçlerin bu şekilde işlemesi gerektiğini belirtti.
Sonuç olarak, Gökhan Günaydın ve CHP’nin kayyım atamalarına itirazı, yalnızca Van ile sınırlı kalmayıp, genel olarak Türkiye’de uygulanan merkeziyetçi yönetim anlayışına karşı bir duruş sergileyerek, demokratik değerlerin ve hukukun üstünlüğünün önemini vurgulamaktadır. Günaydın, bu tür atamaların ve uygulamaların, yerel yönetimlerin halkın iradesini yansıtmaktan uzaklaşmasına neden olduğunu beyan etti.
Bu açıklamalar, Türkiye’deki siyasetin gidişatına dair önemli bir tartışma başlatarak, yerel yönetimlerin demokratik süreçler içinde nasıl bir yere sahip olması gerektiği konusunu gündeme taşımaktadır. Van’daki kayyım ataması, bu çerçevede önemli bir örnek teşkil etmektedir ve CHP’nin bu tür durumlara karşı duruşu, Türkiye genelinde farklı siyasi partileri ve sosyal grupları etkilemekte ve tartışmalara yol açmaktadır.
Sonuç olarak, Gökhan Günaydın’ın açıklamaları, Türkiye’deki yerel yönetim uygulamalarının demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymakta ve muhalefetin bu konuda nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Van’daki kayyım ataması,