Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Deniz Yücel, sosyal medya platformu üzerinden yaptığı açıklamada, iktidarın Kanal İstanbul projesine sert bir şekilde karşı çıktığını ifade etti. Yücel, “İstanbul’un taşına, toprağına ve suyuna ihanet projesi olan ‘Kanal İstanbul’ uğruna, Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı gözden çıkarıldı” şeklinde açıklamalarda bulundu. Bu ifadeler, projenin İstanbullular üzerindeki olumsuz etkisine dikkat çekiyor ve İstanbul’un su kaynaklarının korunması gerektiğini vurguluyor.
Deniz Yücel, paylaşımlarında Kanal İstanbul Projesi’nin yaratacağı sorunların yanı sıra, bu proje doğrultusunda gerçekleştirilen yıkım işlemlerine de değindi. “16 milyon İstanbullunun içme suyu, AKP iktidarının rant sevdasına kurban edilmeye çalışıyor” diyerek, iktidarın enerji ve su kaynakları üzerindeki etkilerini eleştirdi. Ayrıca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) yapılan yöneticilere yönelik baskınları da gündeme getirerek, İstanbul’un su yönetiminin tehlikede olduğunu belirtti.
CHP sözcüsü, “Bugün bu rant projesinin önündeki engelleri bir bir ortadan kaldırmak için Kanal İstanbul Projesi için ayrılan alandaki inşaatların yıkımına karar veren İSKİ yöneticilerinin evlerine baskın yapıldı” diyerek, bir yandan yıkım işlemlerinin devam ettiğine, diğer yandan ise yetkililere karşı hukuksuzluk suçlamalarında bulunulduğuna dikkat çekti. Yücel, bu durumda, İstanbul’un su kaynaklarının korunmasında sorumluluk üstlenen kişilerin hedef alındığını savunuyor.
Deniz Yücel, açıklamalarında ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu dikkat çeken bir figür olarak öne çıkardı. “İstanbul’un muhafızlarına yönelik yapılan bu hukuksuz soruşturmaların sebebi, rant musluklarını kapatan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, İstanbul’un Şehremini, Cumhurbaşkanı adayımız Sn. Ekrem İmamoğlu ve yönetimidir” ifadelerini kullandı. Bu sözlerle Yücel, İmamoğlu’nun yönetim anlayışını ve süregeldiği politikalarına destek verdiğini gösteriyor.
Bunun yanı sıra, Yücel, Ak Parti iktidarının, İstanbul’u yönettiği 25 yıllık süreçte yaptığı hatalara ve kötü yönetim anlayışına da değinerek, “25 sene İstanbul’u, 23 sene Türkiye’yi yediniz bitirdiniz” şeklinde eleştirilerde bulundu. İstanbul’un ve Türkiye’nin geride bıraktığı yıllarda yaşadığı sıkıntıları ve halkın yaşadığı zorlukları sıralayarak, iktidarın mevcut durumu daha da kötüleştirmek istediğini ifade etti. “Bu milletin ne vicdanı, ne adalet duygusu, ne de feraseti bu saatten sonra İstanbul’u da Türkiye’yi de size daha fazla yedirmez” dedi.
Deniz Yücel’in bu açıklamaları, sadece Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik bir tepki değil, aynı zamanda iktidara yönelik sert bir eleştiriyi de barındırıyor. Yücel, hükümetin bu tür girişimlerden fayda sağlamasına karşı, halkın iradesinin önemine vurgu yaparak, “Cesaretiniz varsa getirin sandığı!” ifadesiyle, sandık yoluna gitmeye teşvikte bulundu. Bu açıklama, CHP’nin halk desteğine olan güvenini gösterirken, İstanbul’un geleceği konusunda kamuoyunun nasıl etkili olabileceğine dair umut vermekte.
Son olarak, Deniz Yücel’e göre Türkiye’de yaşanan bu durumlar ve İstanbul’un kaynaklarının paylaşımı, sadece politik bir oyun değil, aynı zamanda çevre ve halk sağlığı için büyük bir tehdittir. Ekrem İmamoğlu ve şehir yönetiminin bu tehditlerle başa çıkma mücadelesinde yaşadığı zorluklar ve iktidara karşı yürüttüğü savaş, sadece İstanbul’un değil, tüm Türkiye’nin geleceğini etk
