CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, sosyal medya platformunda yaptığı bir paylaşımda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik gerçekleştirilen operasyonların ardından İstanbul’daki reklam panolarını yöneten şirketlere kayyum atanmasının, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) seçim hazırlığı yapmakta olduğunu öne sürdü. Çelik, “Hukuk mu, fırsatçılık mı?” notuyla paylaştığı mesajında, “Gerçekleri konuşalım: Ekrem İmamoğlu davası bahane edilerek nasıl seçim hazırlığı yapılıyor?” şeklinde ifadeler kullandı.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı yolsuzluk soruşturması çerçevesinde, çok sayıda açık hava reklam şirketine el konulmuş durumda. Bu soruşturma kapsamında, Türkiye’nin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 45’inin yaşadığı şehirlerdeki reklam panolarını kontrol eden şirketlerin de bulunduğu birçok şirketin akıbeti belirsizliğe yol açmıştır. İmamoğlu’nun tutuklandığı bu dava üzerinden çeşitli etkileşimlerde bulunarak siyasi bir avantaj sağlanmaya çalışıldığı düşünülmektedir.
Öte yandan, soruşturmayı yürüten ilgili birimler, İmamoğlu’ya ait bazı şirketler dahil olmak üzere, toplamda 101 şüpheliye ait 24 şirkete, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kayyum atandığını ve 28 şirkete ise denetim kayyumu atandığını kamuoyuna duyurdu. Elde edilen bilgilere göre, bu şirketlerin büyük bir kısmı, Türkiye genelinde billboard reklamcılığı yapan firmalardan oluştuğundan, bu durum kentlerin reklam panolarının da kayyum yönetimine girmesine neden oldu.
24 ŞİRKETİN 12’Sİ REKLAMCI
İlgili soruştura kapsamında kayyum atanan 24 şirketin 12’sinin, Türkiye’nin açık hava reklam sektöründe önemli bir yere sahip olduğu ve billboardlarının büyük bir kısmının bu şirketler tarafından kontrol edildiği bildirilmektedir. Bu durum, belediyelerin reklam panolarının da kayyum yönetimine geçtiğini göstermektedir. Böylelikle, İstanbul gibi büyük ve metropol bir şehirde, reklam alanlarının yönetimi üzerindeki politik ve ekonomik etkilerin daha fazla hissedilmesi muhtemel kılınmıştır.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin başkenti İstanbul’da yaşanan siyasi çekişmeleri bir kez daha gündeme taşımış ve kamuoyunun dikkatini çekmiştir. İmamoğlu’nun durumu ve ona karşı yapılan uygulamalar, seçim öncesi tartışmaların alevlenmesine neden olmuştur. İBB’nin ve İstanbul’un geleceği açısından kritik bir dönemde, bu tür gelişmelerin aleni bir şekilde yaşanıyor olması, muhalefet ve iktidar arasında derin çatlakların oluşmasına zemin hazırlamaktadır.
Ayrıca, bu durum sadece İstanbul ile sınırlı kalmamış, Türkiye’nin diğer büyük şehirlerinde de benzer durumların yaşanmasına neden olabileceği düşünülmektedir. Ekonomik ve siyasal boyutları yanında, sosyal medyada da önemli yankılar uyandıran bu gelişmeler, halkın bilinçlenmesine ve siyasi olayları daha dikkatli takip etmesine de katkıda bulunuyor. Ancak, sistemin bu şekilde işleyişinin toplum üzerindeki etkilerine dair daha derin analizler ve değerlendirmeler yapılması gerektiği aşikârdır.
Sonuç olarak, İstanbul’daki reklam panolarının yönetimi, siyasi çekişmelerin önemli bir parçası haline gelmiş bulunmaktadır. Bu durum, yalnızca İstanbul’u değil, Türkiye’nin genel siyasi atmosferini doğrudan etkileme potansiyeline sahip. O yüzden, bu olayların takip edilmesi ve analiz edilmesi, siyasetin seyrini belirleyecek önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.