Bilecik’te bulunan bir Hazine arazisinde uyuşturucu madde üretimi yapıldığı tespit edilmesi üzerine CHP Bayırköy Belde Başkanı Osman K. görevden alındı. Olay Cumartesi günü Bilecik merkeze bağlı Bayırköy Beldesinde meydana geldi. İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, hazine arazisinde yasa dışı kenevir ekimi yapıldığı ihbarı üzerine harekete geçti. Ekipler, arazide 3 kök kenevir bulunan ve bakımını yapan CHP Bayırköy Belde Başkanı Osman K.’yı tespit etti.
Osman K.’nın babasına ait arazide ise kurutulmaya bırakılmış kenevir bulundu. Şahsın üzerinde yapılan aramada ise 35 gram esrar, 2 gram kenevir tohumu, 1 gram metamfetamin ile bir adet uyuşturucu içme aparatı ele geçirildi. Bu olayın ardından CHP Bilecik Merkez İlçe Başkanlığı acil bir toplantı düzenledi ve Osman K.’nın görevden alınmasına karar vererek yerine Özcan Bican’ı atadı.
Bu olay, Bayırköy Beldesi’nde büyük bir şaşkınlık ve endişe yaratırken, halk arasında da tartışmalara neden oldu. Uyuşturucu madde üretiminin bu şekilde belirlenmesi ve siyasi bir figürün karışması, olayı daha da büyük bir boyuta taşıdı. İl Jandarma Komutanlığı’nın hızlı müdahalesi ve olaya kararlı bir şekilde yaklaşması, suçluların kolayca yakalanmasını sağladı.
CHP Bilecik Merkez İlçe Başkanlığı’nın aldığı kararla, partinin Hazine arazisinde uyuşturucu üretimine karışan bir ismi görevden alması, partinin duruşunu net bir şekilde ortaya koymuş oldu. Yapılan olağanüstü toplantı ve alınan karar, partinin bu tür olumsuz olaylara karşı sıfır tolerans politikasını gösterdi.
Öte yandan, Bayırköy Beldesi’nde benzer olayların yaşanmaması için güvenlik önlemlerinin artırılması ve halkın bilinçlendirilmesi gerektiği konusunda yetkililer çağrıda bulundu. Uyuşturucu madde üretimi ve dağıtımıyla mücadelede sadece güvenlik güçlerine değil, toplumun tüm kesimlerine büyük görevler düştüğü vurgulandı.
Sonuç olarak, Bilecik’te yaşanan bu olay, uyuşturucuyla mücadelede ne kadar kararlı olunması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Parti içindeki böylesi olumsuz durumlarla etkili mücadele edilmediği takdirde, toplumda güvenilirliği sarsacak sonuçlar doğurabileceği açıkça ortaya konmuş oldu. Bu nedenle, hukukun üstünlüğüne, adaletin sağlanmasına ve suçlarla etkin bir şekilde mücadeleye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğu bir kez daha görülmüş oldu.