Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, son günlerde meydana gelen depremlere dair önemli açıklamalarda bulundu. Direk olarak bilim insanlarının görüşlerine değinen Bakan Kurum, bu konuda iki farklı görüşün mevcut olduğunu belirtti. Bazı bilim insanlarının depremin öncülleri olduğu görüşünü savunduğunu ifade eden Kurum, diğer bir grup bilim insanının ise bu iddialara bilimsel bir temel olmadığı yönünde karşı çıktığını aktardı. ABD’den gelen bilimsel verilere dayanarak, büyük bir depremin öncesinde küçük bir sarsıntının meydana gelme olasılığının yüzde 5 civarında olduğunu belirtti. Bu durum sonucunda, 6.2 büyüklüğündeki depremin bir haberci deprem olduğunu iddia etmenin yanı sıra, depremin etkisinin olmayacağı yönünde bir ifade kullanmanın da doğru olmadığını vurguladı.
Depremin Etkileri ve Toplanma Alanları
Bakan Kurum, depremin ardından özellikle parklarda, millet bahçelerinde ve diğer toplanma alanlarında 40 bini aşkın vatandaşın misafir edildiğini dile getirdi. Ayrıca, acil durum sürecinde 500 binden fazla çorba, 1 milyonun üzerinde su ve kumanya dağıtımı gerçekleştirildiğini belirtti. Ancak bu sayıların gün geçtikçe azaldığını ve vatandaşların yaşanan olaylar sonucunda tedirginlik hissettiğini ifade etti. Özellikle bazı vatandaşların İstanbul’un dışında farklı bölgelere gitmeyi tercih ettiğini söyledi. Yaşanan artçı sarsıntılarla birlikte panik yaşandığını belirten Kurum, ancak panik yapılacak bir durum olmadığını da ekledi.
Deprem Süresi ve İhbarlar
Depremin süresinin 13 saniye olması ve ivmesinin düşük olması nedeniyle büyük bir yıkımın yaşanmadığına dikkat çeken Murat Kurum, Elazığ Sivrice’de yaşanan depremi hatırlatarak, bu depremin de kısa sürmesi nedeniyle yıkımın önüne geçtiğini aktardı. Eğer depremin süresi daha uzun olsaydı ve şiddeti artmış olsaydı, 6.2 büyüklüğündeki bu depremin oldukça büyük bir yıkıma neden olabileceğini vurguladı.
İhbar İstatistikleri ve Ziyaretçi Sayısı
Murat Kurum, hasar ihbarlarıyla ilgili bazı rakamları paylaşarak, toplamda 6,539 bina hasarına ilişkin ihbar aldıklarını belirtti. Bu binalardan 1,473’ünün hasarsız, 101’inin ise az hasarlı olarak tespit edildiğini ifade etti. En fazla hasar ihbarının Bahçelievler, Esenler, Bağcılar, Zeytinburnu, Avcılar ve Küçükçekmece ilçelerinden geldiğini belirtirken, hasar ihbarlarının %80’inin Avrupa Yakası’ndan kaynaklandığını da söyledi. Bu durum, İstanbul’un bazı bölgelerinin deprem açısından daha fazla risk taşıdığını göstermektedir.
Yarısı Bizden Kampanyası
Bakan Kurum, 6.2 büyüklüğündeki deprem sonrasında az hasar gören tüm vatandaşların “Yarısı Bizden” kampanyasına dahil edileceğini açıkladı. Bu kampanya ile deprem sonrasında yapılacak dönüşüm sürecine, vatandaşların rızası doğrultusunda dahil edileceğini vurguladı. Bu tür girişimlerin toplumsal dayanışmayı artırmada önemli bir rol oynadığı belirtilirken, vatandaşların en iyi şekilde desteklenmesi adına ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.
Söz konusu açıklamalar ve yapılan çalışmalar, hem deprem sonrası alınan tedbirlerin toplum üzerindeki etkisi hem de devletin bu tür durumlarla başa çıkma konusundaki hazırlıkları hakkında bilgi vermektedir. Toplumun her kesiminden gelen destek ve işbirliği, bu tür doğal afetlerin etkilerini minimize etmede son derece önemli bir faktördür. Dolayısıyla, deprem sonrası süreçte yaşanan bu tür gelişmelerin takibi ve