Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Çifteköprü Köyü’nde mesire alanı projesine karşı çıkan ve ormanın kesilmesini engellemeye çalışırken silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybeden Reşit Kibar’ın cenazesi, Borçka’da toprağa verildi. Reşit Kibar’ın katilinin adını daha önce Artvin Valiliği’ne bildirdiklerini ancak herhangi bir işlem yapılmadığını iddia eden Dursun Ali Koyuncu, cenaze töreninde duygularını dile getirdi.
Hopa’da ağaç kesimini engellemeye çalışırken şirket çalışanı tarafından öldürülen Reşit Kibar’ın cenazesi, Hopa Merkez Camii’nde kılınan namazın ardından Çifteköprü Köyü’nde toprağa verildi. Cenaze törenine Artvin Belediye Başkanı Bilgehan Erdem, Hopa Belediye Başkanı Utku Cihan, Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu, CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı ve birçok sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Cenaze töreninden önce Hopa Meydanı’nda toplanan vatandaşlar, Kibar’ın ölümüne tepki gösterdi ve doğa savunusunda birlik olma çağrısı yaptı. Halkevleri Doğu Karadeniz Bölge Temsilcisi Kamil Ustabaş, yaptığı konuşmada Reşit Kibar’ın mücadelesinin devam edeceğini vurgulayarak, halkı doğaya sahip çıkmaya ve ağaç kesimine karşı durmaya çağırdı.
Cenazenin defnedilmesinin ardından konuşan Dursun Ali Koyuncu, Reşit Kibar’ın doğa sevgisi ve mücadele ruhunu anlattı. Koyuncu, Kibar’ın katilinin adını daha önce yetkililere ilettiklerini ancak herhangi bir adım atılmadığını belirterek adaletin sağlanması için mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.
Köylülerden Cavit Altunkaya ise duygusal bir konuşma yaparak, doğaya zarar verilmesine karşı olduklarını ve Reşit Kibar’ın anısının yaşayacağını söyledi. Altunkaya, maden ve taş ocağı gibi faaliyetlere karşı olduklarını belirterek, doğanın korunması için mücadelelerinin devam edeceğini dile getirdi.
Sonuç olarak, Reşit Kibar’ın vahim ölümü doğa savunucularını bir araya getirerek, doğaya sahip çıkma ve ağaç kesimine karşı durma konusunda birlik olmalarına vesile oldu. Yaşanan acı olayın ardından adalet arayışı devam ederken, Kibar’ın mücadele ruhu ve sevgisi çevresindekileri etkilemeye devam edecektir. Doğanın korunması ve tahrip edici faaliyetlere karşı durma kararlılığı ise toplumda güçlenerek devam edecektir.