Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasında devam eden gümrük vergisi savaşları, global ticaretin dinamiklerini büyük ölçüde etkiliyor. Bu savaş, özellikle ABD Başkanı Donald Trump döneminde hız kazandı; Trump, Çin ürünlerine uygulanan gümrük vergilerini artırarak, ticaret açığını azaltmayı ve yerli üretimi teşvik etmeyi hedefliyordu. Bu durum, sadece ikili ticaret ilişkilerini değil, global teknoloji devleri üzerinde de derin etkiler yarattı.
APPLE, ÇİN’DEN HİNDİSTAN’A KAYACAK
Financial Times’ın haberine göre, Apple Inc., ABD’de satılan tüm iPhone’ların montajını 2025 yılından itibaren Hindistan’a kaydırmayı planlıyor. Bu karar, ABD ile Çin arasındaki artan ticaret gerginliği ışığında, Apple’ın Çin’e olan bağımlılığını azaltma çabası olarak değerlendiriliyor. Şirket, Asya pazarındaki değişen dinamiklere ve artan maliyetlere karşı daha esnek olmak amacıyla böyle bir strateji geliştirmiş görünüyor.
Hindistan, Apple gibi büyük teknoloji şirketlerini çekmek için çeşitli teşvikler sunmaya başladı. Hükümetin yaptığı altyapı iyileştirmeleri, yabancı yatırımları hızlandırırken, Apple’ın Hindistan’daki montaj faaliyetleri de mevcut markalarının genişlemesine yardımcı oluyor. Foxconn, Apple’ın iPhone’larını Hindistan’da büyük ölçekte monte eden ana tedarikçilerinden biri olarak bu süreçte zaten önemli bir rol oynamakta.
Apple’ın bu hamlesinin, elektronik pazarındaki Çin hakimiyetine ciddi bir darbe vurması muhtemel. Özellikle iPhone montajının Hindistan’a kaydırılması, Çin’deki üretim maliyetlerinin artması, iş gücü ile ilgili sorunlar ve gümrük vergileri gibi faktörlere bağlı olarak gerçekleşiyor. Bu durum, diğer global teknoloji şirketlerinin de benzer adımlar atabileceği sinyallerini veriyor ve ticaret savaşlarının teknoloji sektöründeki yansımalarının önümüzdeki yıllarda daha da derinleşeceğini gösteriyor.
Sonuç olarak, ABD ve Çin arasındaki ticari anlaşmazlıklar, sadece bu iki ülkeye değil, dünya genelindeki birçok şirkete etki etmektedir. Apple’ın Hindistan’a kayacağı yönündeki planlar, bu gerilimlerin somut bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. İlgili ülkelerdeki istihdam, ekonomik büyüme ve tedarik zincirlerinin gelişimi açısından önemli sonuçlar doğurabilecek bir süreç başlamış durumda.