Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, 27 ve 28 Nisan tarihlerinde gerçekleştirecekleri etkinliklerle “e-muhtıra”nın ne anlama geldiğini ve bu muhtıraya karşı AK Parti’nin gösterdiği dik duruşun Türkiye tarihi açısından ne kadar önemli olduğunu topluma anlatacaklarını belirtti. Yalçın, etkinliklerin kapsamını ve amacını şu şekilde ifade etti: “İlk olarak 27 Nisan Pazar günü sosyal medyada #DikDuruş etiketiyle bir gündem çalışması yapacağız. Ardından, 28 Nisan Pazartesi günü AK Parti Genel Merkezi’nde İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın moderatörlüğünde ‘Cuntacılık ve Darbecilikle Mücadelede 27 Nisan’ konulu bir panel düzenleyeceğiz.”
27 Nisan 2007 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci sahnesinde ortaya çıkan “e-muhtıra”, Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesine koyduğu bildiriyle duyurulmuş ve bu olay Türk demokrasisinin en karanlık lekelerinden biri olarak anılmıştır. AK Parti, o dönemde yapılan eylemlerin ve gelişmelerin Türkiye’nin demokrasi tarihinde çok önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. O yıllarda, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve diğer vesayet mekanizmalarının, AK Parti’nin belirlediği adayın Cumhurbaşkanı olmaması için yoğun bir propaganda yürüttüğünü ifade eden Yalçın, bu süreçte düzenlenen cumhuriyet mitingleri, verilen brifingler ve seçimler öncesinde yaşanan “367 krizi” gibi önemli olaylara dikkat çekti.
Yalçın konuşmasında, günümüzde yolsuzluk davaları ile mahkemeye yansıyan olayları unutturmak amacıyla AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “cuntacılık” ile suçlamanın aslında CHP’nin tarihi okumadaki çarpıklığını ortaya koyduğunu belirtti. “AK Parti, bu ülkede vesayet ile darbecilikle mücadelenin sembolik bayrağı olmuştur,” diyerek AK Parti’nin uzun yıllar boyunca bu tür tehditlerle mücadele ettiğini ve milli iradenin egemenliğini sağlamaya çalıştığını ifade etti.
“AK PARTİ, DARBECİLİKLE MÜCADELEDE İLK DEFA BİR VESAYET MEKANİZMASININ SONUÇ ALAMADIĞINI GÖRDÜ”
Yalçın, 2007 yılında genç olan bireylerin bu e-muhtıra dönemini muhtemelen hatırlamadığını, o dönemki vesayetle mücadelenin önemini bilmediklerini belirtti. O olayın gerçekleştiği akşam, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşandığını ve hükümetin, halkın iradesini savunarak “Hayır, biz iktidarız, cumhurbaşkanını belirleme yetkisi Meclis’in, tehditleri dikkate almayız,” dediğini hatırlattı. Yalçın, o dönemde milletin, bir vesayet mekanizması tarafından tehdit edilmesine karşı ilk defa başarılı olunduğunu, bunun da Türkiye’nin demokrasi tarihi açısından önemli bir direniş olduğunu vurguladı.
27 Nisan e-muhtırasına karşı gösterilen tepkinin, darbecilikle mücadelede atılmış önemli adımlardan biri olduğuna dikkat çeken Yalçın, aynı zamanda muhtıraların hükümetleri geçmişte nasıl zor durumda bıraktığını, ancak AK Parti iktidarında bunun değiştiğini belirtti. “Dik dur eğilme, bu millet seninle,” diyen Erdoğan’ın liderliği altında, muhtıralara karşı direnmenin yeni bir alışkanlık haline geldiğini ifade etti.
“DEMOCRACY AND THE CONCEPT OF ‘DEMOCRACY’ IN CHP’S HISTORY”
Yalçın, bu etkinliklerin de CHP’nin geçmişte vesayetçi tutumlarına dikkat çekmek, genç nesillere bu tarihsel gerçekleri öğretmek amacıyla planlandığını kaydetti. “Bize ‘cuntacılık’ gibi ithamlarda bulunanların geçmişte nasıl askeri vesayetle işbirliği yaptıklarını, AK Parti’ye olan genel muhalefetlerini ve